Geçtiğimiz günlerde İYİ Genel Başkanı Sayın Meral Akşener bir dizi program için Bursa'ya geldi. Bursa programları öncesi bazı ilçelerde program düzenlendi, programlardan biride İnegöl'de gerçekleştirildi. İYİ parti İnegöl İlçe teşkilatı ve Bursa Teşkilatı Bursa ve İnegöl basını programa davet etti. Bizlerde gelen davet üzerine programa katılmak üzere Uzun Sokak girişinde yerimizi aldık belirli bir süre sonra toplanan kalabalıkla birlikte Genel Başkan İnegöl'e geldi. Teşkilat günler öncesinde belli olan bu program için izlemekle yetinmiş. Çünkü bu program için gereken hiç bir önlem alınmamış miting havasında yapılan program biranda maalesef biranda kalabalıkla birlikte ortalık karıştı vatandaşlar gönül verdikleri Genel Başkanlarını görmek için alana akın edince izdiham oldu. Vatandaşların yoğunluk oluşturması doğal hakları burada sınıfta kalan teşkilat ve ilçe il yönetimi bence. Görev yapan basın mensupları da zor şartlar altında görevlerini yapmaya çalıştılar onlarda biride bizzat kendim oldum. Yaklaşık 25 dakika konuşan Akşener'in hedefinde hükümet vardı doğal olarak. Konuşmaların ardından Genel Başkanı Esnaf ziyaretleri geçti. Daha önce belirlenmiş olan işyerlerinde esnafı dinleyen Akşener esnafla sohbet etti dertlerini dinledi buraya kadar herşey iyi bizlerde takip ederek o anları kayıt altına alıp kamuoyuna yansıtmaya çalıştık. Birinci ziyaret bir saat satan esnaf oldu orada gereken görüntüleri aldıktan sonra başka bir işyerine geçti. Bizlerde doğal olarak takibimizi sürdürdük. İkinci işyerinde ortalık biranda karıştı tansiyonu yükseltenler ise önce koruma ordusu oldu. Sebebi ise şöyle özeleyim. Genel Başkanın içeriye girmesinin ardından bende görevimi yerime getirmek için içeriye girme çalıştığım sıra bir koruma memuru önümü keserek elimde kamera olmasına rağmen siz basın mensubumuzun sorusu sordu. Ardından evet cevabını vermemin ardından güvenlik gereği basın kartımı sordu. Bende kendisine basın kartımı gösterdim, buraya kadar herşey normal ama ardından yanında duran bir başka koruma bende kartınız göreyim bir diğeri de bende göreyim demesi üzerine tepki gösterdim. Hepinize tek tek göstermem gerekmiyor arkadaşınız gördü sizin yanınızda direk kısa bir tartışmanın ardından içeriye giriş yaptım. Akşener esnafla konuşurken bende kayıt almaya başladı diğer meslektaşlarım gibi. Genel başkanın yanında duran ve daha sonra Genel Başkan Yardımcısı olduğunu öğrendim isminin Ümit Dikbayır olan şahıs bir kaç saniye beni gözüne kestirerek kayıt aldığım sırada yanıma gelerek gereksiz bir diyaloğa girmeye çalıştı. Siz basın mensubumuzun yoksa emniyet mensubumuzunuz diyerek bir çıkışa girdi. Kendisine basın mensubu olduğu söyleyerek hayırdır gelen giden bana bu soruyu soruyor diyerek kısa bir tartışma yaşandı aramamızda. Ancak bu tartışma kısa sürede tansiyonu yükselten bir yola girdi. Bana sesin çok çıkıyor çıkışmasına karşı sessiz kalmak mümkün değil bende hayırdır ne oluyor size diyerek cevap verdikten sonra İnegöl'de yıllarca siyaset yapan ve beni tanımasına rağmen araya giren HASAN TOKTAŞ beni sakinleştirme çalışarak beni dışarıya çıkarmaya çalışması açıkçası herkesi üzdü. Ben basın mensubu olduğu ve görevimi yapmaya çalıştığımı belirterek beni dışarıya çıkarmaya haklarını olmadığını söyledi. Tansiyon yükselirken Genel Başkan Meral Akşener'in arkasında yaşanan bu olaylara sessiz kalması bir başka üzücü olay oldu. Elimdeki kameraya müdahale ederek Ümit Dikbayır'a bende müdahale ederek bana dokunamayacağını söyledi. Bu anlar saniye saniye bir başka meslektaşım tarafımdan kayıt altına alındı. Bu görüntülerin ardından Hem İnegöl’deki meslektaşlarım hemde Ulusal medyada büyük yankı gördü. Yapılan çirkin müdahaleye her kesimden tepkiler yağdı. Tabi bu üzücü olaylar karşısında sadece mesleğimizi yapmaya çalışırken böyle olayların yaşanması hiçte hoş olmayan görüntüler. Genel Başkan Yardımcısı sıfatı olması rağmen görev yaptığı makamının ağırlığını taşıyamayan Ümit Dikbayır sanki Mafya babası gibiymiş gibi davranması büyük tepki çekti. Bu olayın ardından özellikle İnegöl medyası ve İnegöl halkının bana destek vermesi gerçekten beni çok gururlandırdı. Ancak üzen olay ise bu kadar tepkilere rağmen ne İnegöl İYİ parti teşkilatından nede Bursa teşkilatında her hangi bir açıklama gelmesi bu hareketi kendilerinde kabul ettiği göstergesi olduğunu belirliyor. Ancak kamuoyu İYİ Parti teşkilatından bir özür bekliyor benim gibi. Yapılan bu hareketle daha başa gelmeyen bir partinin yöneticileri böyle davranışları geldiklerinde ne yapacakları gözler önünde seriyor. Bunları halk görüyor ve ona görede cevap verecektir. Bunu her kim yaparsa yapsın kabul edilmeyecek hareketler. Burada benim olayımdan önce aynı şahıs bir diğer basın mensubu arkadaşımız Yıldırım Gazetesi Muhabiri Yavuz Yunus Yılmaz'a yaptığı hatırlatmak istiyorum.