Birileri bizi kavgaya alıştırıyor.
Sebepsizce, gerçekleri ve doğruları arama ihtiyacı hissetmeden kavga edelim istiyorlar.

Ben bu işte yokum. Memleketini sevdiğini iddia eden hiç kimse de olmamalı.

Elbette bu topraklarda devlet kurmak iddiasında olanlar yaşayacaklarını da bilmekle mükelleftir.

Her tarafın düşman doludur. Dışta olduğu gibi içte de sana hainlik etmek üzere hazır birileri bulunacaktır.

Bugün olduğu gibi dün de olmuştu. Yarın da olacaktır.

Bir zamanlar DEVRİM diye bir otomobilin sevdasına düşmüştü memleket aşığı bir avuç yiğit. Aslında son noktayı da koymuşlardı dik duruşları ve açık alınlarıyla.

Heyhat gel gör ki düşmanlarla işbirliği içindeki hainler engellemişti gelecek güzel günleri.

Sonra bir TOFAŞ sevdası sarıverdi yurdum insanını. Onlarca yıl devam etti bu aşk. Benim de İnegöl’de 1978 model yeşil şahinle gezmişliğim vardır yani. Şimdi o araç nerede ve kimde bilmiyorum.

Bildiğim bir şey varsa, o da teneke diye tabir edilebilecek, sinyalleri günümüzde dahi doğru dürüst çalıştırılamayan hatta fabrika çıkışında ayna dahi bulunmayan bu araçlarla ömür geçirdi bu millet.

Bir dönem TOYOTA üzerinden yaşananlardan ise bir kaç köşe yazısı çıkar. 

Şimdilerde bir TOGG kavgası yaşıyoruz.  Ben de geçtiğimiz günlerde seri üretim ilk TOGG’un banttan indirilmesinden duyduğum memnuniyeti dile getirmiştim.

Değişik yorumlar aldım. Aydınlanma yaşadığımı iddia edip tebrik edenlerin yanısıra yalaka olduğumu düşünenler de oldu. Hatta bazı arkadaşlar aslında aracın yerli ve milli olmadığını, başka bir firmanın ürettiği aracın kopyası olduğunu… vs vs

Ben bir paylaşım yapmadan önce ince eleyip sık dokumayı severim. Ben ülkenin yaşadığı 
DEVRİM  - TOFAŞ - TOYOTA - TOGG  sürecini takip edenlerdenim.

Tüm bu incelemelerimin ardından gönül rahatlığı ile yapmıştım o paylaşımımı. TOGG alacak param da yok, üretilmesinden satılmasından elde edecek bir menfaatim de. Ancak biliyorum ki bu çalışma bir işaret fişeği olabilir. Daha sonra yola çıkacak müteşebbislere cesaret verebilir. 

Kökten bir hayranlık duymadığım gibi, kökten bir düşmanlık da hissetmiyorum. 

Hadiseye biraz matematiksel bakıyorum. 1 büyüktür 0’dan diyorum. Bize büyüklerimizin öğrettiği kurallardan biri olan fayda-zarar ilişkisi açısından bakıyorum.

İşte tam da burada sizi ilk cümlelerimi tekrar okumaya davet ediyorum.

Diyorum ki ; TOGG için abartılı cümleler kurup haddi aşanlar ve makul eleştirilere kulak tıkayanlar hatta eleştiri sahiplerini hainlikle itham edenler de, yapılan önemli, güzel ve başarılı işi küçük görüp siyasi düşmanlık sebebi ile yok sayanlar da aynı kategorinin insanlarıdır. Her iki tarz yaklaşımlar da birlik ve beraberliğimize balta vurmaktadır. 

İyi olan bir şeye iyi demek sizi küçültmez bilakis büyütür. 
Kötü olan bir şeye kötü demek de sizi yüceltir. 

İktidara karşı yapılan haksız, hadsiz, ahlaksız yaklaşımlar da, muhalefete karşı yapılan haksız, hadsiz, ahlaksız yaklaşımlar da aynı amaca hizmet etmektedir ;

Siyonizmin, emperyalizmin, kapitalizmin çarklarının daha iyi dönmesine.

Sizi bu çarkları parçalamaya davet ediyorum.