SAVDES-SEN Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Sağlam Yardımcı  yaptığı açıklamada şunları söyledi. Kamu çalışanları arasında, gerek çalışma koşulları gerekse sosyal ve mali haklar açısından en çok sorun yaşayan sınıfın “Yardımcı Hizmetler Sınıfı” olduğu tartışmasız bir gerçektir.  Kamuda, en düşük özel ve ek özel hizmet tazminatı, en düşük iş güçlüğü zammı, en düşük temininde güçlük zammı, en düşük ek gösterge ve en düşük tazminat yansıtma oranı hep Yardımcı Hizmetler Sınıfına reva görülüyor. Türkiye’de, kamuya personel alımı 2002 yılından itibaren KPSS ile yapılmaya başlanmış, 2012-2013 öğretim yılından itibaren 12 yıl zorunlu eğitime geçilmiş, 2016 yılında 3795 sayılı Kanunda yapılan değişiklikle mesleki eğitim bitirenlere teknisyen, tekniker ve mühendis unvanlarını kullanma hakkı verilmiş, 2006 yılından itibaren her ilde kamu ve vakıf üniversiteleri açılmaya başlamış, teknolojik gelişmelere bağlı olarak açık veya uzaktan eğitim modelleri, eğitime ulaşımı kolaylaştırmıştır. Türkiye’de yükselen eğitim seviyesi çerçevesinde, Yardımcı Hizmetler Sınıfında istihdam edilen bir çok personel, bir yandan mesleki ve teknik eğitimini tamamlarken bir yandan da yüksek lisans ve doktora gibi üst öğrenimlerden de mezun olarak mesleki ve kişisel gelişimlerini artırmışlardır. Hal böyle olmasına rağmen, Yardımcı Hizmetler Sınıfında istihdam edilen ve mesleği ve sanatı açısından nitelikli olan personel; kamuda sadece sınıf isminden hareketle temizlik, taşıma gibi her işi yapabilen vasıfsız personel olarak değerlendirilmekte, görevde yükselme imkânı yeteri kadar sağlanmamakta, bu kapsamda en düşük mali ve sosyal haklar ile çalışma koşullarına reva görülmektedir. Örneğin, dünyanın en eski ve önemli mesleği olan “aşçılık” kamuda Yardımcı Hizmetler Sınıfında yer almakta, kurum, kışla, okul, yurt yemekhanelerinde canımızı emanet ettiğimiz aşçılar emeklerinin karşılığını mali açıdan alamadıkları gibi yeri geldiğinde temizlikçilik, bulaşıkçılık, çaycılık, taşımacılık gibi meslek dışı görevleri yerine getirmeye zorlanmaktadır. Aynı durum teknisyen yardımcıları, kaloriferci, bahçıvan gibi kadrolar için de geçerli olabilmektedir.  Bunun yanında, taşeron firmalara bağlı olarak kamu kurum ve kuruluşlarında çalışan personel, 696 sayılı Kanun Hükmünde Kararnameyle devlet kadrolarına işçi olarak geçirilmiş, ana hizmetlere yardımcı mahiyetteki görevlerin bu personel eliyle gördürülmesi sonucu Yardımcı Hizmetler Sınıfına olan ihtiyaçta azalmıştır.
Artık Yardımcı Hizmetler Sınıfı sorununa el atmanın vakti gelmiş ve geçmiştir.

Kamuda “Mesleğe Saygı” şarttır. 

“Alınteri ve Emek” yok sayılmamalıdır. 

Kamuda, canla başla görev yapan Yardımcı Hizmetler Sınıfındaki personele hak ettiği değer verilmeli, 1965 yılından bu güne kangren olmuş sorunları acilen çözülmelidir.

Bu kapsamda; 

❖    657 sayılı Devlet Memurları Kanunun 36’ncı maddesinde yer alan “Yardımcı Hizmetler Sınıfı” kaldırılmalıdır.

❖    Bu sınıfta istihdam edilen mevcut personel, herhangi bir işleme tabi tutulmaksızın eğitimlerine uygun diğer sınıflardaki kadrolara atandırılmalıdır.

Bu şekliyle, hem personele mesleki itibar kazandırılmalı, hem alın terinin karşılığı verilmeli, hem de kamuda çalışma barışı ve verimlilik sağlanmalıdır. SAVDES-SEN olarak, 657 sayılı Devlet Memurları Kanununun kanayan yarası olan Yardımcı Hizmetler Sınıfının kaldırılmasına yönelik kanun değişikliğinin yapılarak sorunun çözümlenmesi amacıyla bir eylem planı başlattık. Bu kapsamda, “YARDIMCI HİZMETLER SINIFI KALDIRILMALIDIR” başlığı ile basın açıklamaları, imza kampanyamızı, siyasiler ve basın mensupları ile toplantılar gibi eylem ve etkinliklerimizi başlatıyor, haklı davamızda sonuç alınıncaya ve Yardımcı Hizmetler Sınıfındaki 110 bin personelin sorunu çözümleninceye kadar eylem ve etkinlik ile mücadelemize devam edeceğimizi kamuoyu ile paylaşıyoruz.

Editör: Süper Kanal TV