Tüm dünyanın koronavirüs salgınıyla uğraştığı bugünlerde eğitimle ilgili birçok konu ön plana çıkıyor: Uzaktan eğitim ve rehberlik, sınav ailelerinin dikkat etmesi konular, aile içi iletişim, stres ve zaman yönetimi, kaygı bozukluğunun önlenmesi...

İşte tüm bu konuları TV8 Yeni Bir Ben programının yapımcısı ve Show TV Zahide Yetiş'le programının Uzman Psikoloğu Sayın Esra Ezmeci ile konuştum.

İşte sorular ve Sayın Ezmeci'nin yanıtları...

Bu süreçte sınav aileleri için önerileriniz nelerdir?

Bu süreçte aileler ekstradan korkulu, kaygılı ve endişeli hissediyor olabilirler. Ama sınav sürecinin çocuklar ve gençler için oldukça kaygı dolu bir dönem olduğu da unutulmamalıdır. Ailelerin bu dönemde çocuklarının üstlerine gitmemesi, onlara anlayışla yaklaşmaları ve bu süreci soğukkanlılıkla yönetmeleri özellikle çok önemli. Çocuklar şu anda, sınav kaygısının yanında daha önce hiç karşılaşmadıkları bir durumun da stresini yaşamaktalar. Çocuklarımıza sürekli olarak, bu sürecin geçici olduğunu, kendimize dikkat edip söylenilenlere uyduğumuz takdirde kolaylıkla üstesinden geleceğimizi, bu durumun derslerini ya da sınav sürecini etkilemeyeceğini onlara sürekli hatırlatarak onları rahatlatmakta fayda görüyorum. Kaygı bulaşıcı bir durumdur, bu süreçte siz ne kadar rahat olup rahat davranabilirseniz onlar da bir o kadar kendilerini rahat hissedeceklerdir. Çocuklarınıza sınavı kazanamamalarının dünyanın sonu olmayacağını hem sözleriniz hem de davranışlarınızla belli edebilirseniz hem sınav kaygıları azalacak hem de motivasyonları yükselecektir.

Stres ve etkili zaman yönetimi nasıl sağlanabilir?

Zamanı etkili kullanabilmek normal şartlarda bile önemliyken şu an bu pandemi durumunda çok daha önemli bir hale gelmektedir. Okullar eğitimi evden sürdürürken, çoğu iş yeri de çalışanlarını evde çalışmaya yönlendirdi. Evde olan büyük bir çoğunluk var ve dışarı çıkmanın tehlikeli olduğunun bilincindeler. O yüzden kişilere her gün birbirinin tekrarı gibi gelebilir. Burada her günü programlamak ve programa uygun bir şekilde hareket etmek önemli. Öncelikle gün gün yapacağınız işlerin planlamasını ve programını çıkartın. Programı, acil ve önemli işlerinizden önemsizlere göre sıralayın. Doğru işten başlamak stresinizi de azaltacaktır. İkinci olarak ne olursa olsun plan ve programınıza uyun, işlerinizi ertelemeyin. Yapılacak işleri ertelemek size ekstradan stres yükü getirecektir. Mükemmeliyetçi davranmayın ve kararsız kalmayın, yapacağınız şeylerden emin olun, emin adımlarla ilerleyin.

Tüm bunlara sırasıyla uyabilmek ve uygulayabilmek için mutlaka sabah erken kalkın. İster işyerinizde ki işler için, ister okulunuzda ki işler için, isterseniz sadece ev işleriniz için bile olsa planlı ve programlı olmak ve bu düzene uymak stres seviyenizi azaltarak motive edecek ve başarıya götürecektir.

Pandemi süresi boyunca kişilerde oluşabilecek takıntı ve anksiyete (kaygı) bozukluğunun önlenebilmesi için yapılması gerekenler nelerdir?

Öncelikle bir kişinin daha önce hiç bilmediği ve karşılaşmadığı bir durum hakkında kaygı duyması çok normal bir durumdur. Ama her zaman dediğimiz gibi fazla miktarda olmadığı sürece kaygı aslında bizim için iyi bir şeydir. Her ne kadar bilmediğimiz bir durumla karşı karşıya kalsak da bundan korunmak için alabileceğimiz önlemler var. Peki bunlar nedir? Evde kalmak, sosyal mesafeyi korumak, temastan kaçınmak, kişisel hijyene ve el yıkama düzenini oturtmak, bağışıklık sistemimizi güçlendirmeye çalışmak gibi. Şöyle düşünelim kaygılı hissettikçe bu önlemleri daha sık almaya ve daha sık uygulamaya başlarız. Bu durumda kaygı aslında bizi bu virüsten koruyan bir durum haline gelmiş oluyor. Bu olayın olumlu yanı. Olumsuz yanı ise bu seviyenin tırmanması ve kaygı durumunun bütün hayatımızı ele geçirmeye başlamasıdır. Öncelikle kontrol edebileceğimiz şeylere odaklanmamız gerekiyor. Bizim dışımızda gelişen, kontrol edemeyeceğimiz şeyler için sadece alınabilecek önlemlerimizi alabileceğimizi unutmamak gerekiyor. Uzmanlar kontrol edebileceğimiz alanlarla ilgili her gün bilgilendirme yapıyorlar o alanlara odaklanmalı ve kontrolün aslında bizde olduğunu görmeliyiz. Takıntıları ve kaygıları bir kenara bırakabilmek için bazı şeyleri akışa bırakmalı ve o akışa güvenmeyi öğrenmeliyiz. Gün içinde çok fazla haberleri takip etmemek, sürekli corona virüsünü düşünmemek, başka şeylerle kendimizi meşgul etmek, temizliğimize özen göstermek ama bu konuda aşırıya kaçmamak gibi yapabileceğimiz ve bizim elimizden gelen şeyler var bunları düşünmeliyiz.

Evde Kal ve Hayat Eve Sığar bilinciyle sosyal izolasyonun sağlanmasında bireysel yaratıcılık nasıl arttırılabilir?

Böyle durumlara alışkın olmasak da bu gibi durumların insanların yaratıcılığı üzerine katkısı inkar edilemez bir durumdur. Oturup düşündüğünüzde en son ne zaman kendinize zaman ayırmıştınız? Uzun zamandır okumak istediğiniz bir kitap, izlemek istediğiniz bir film ya da yapmak istediğiniz ama bir türlü zaman ayıramayıp ertelediğiniz her şeyi bir düşünün. Günlük rutinlerimiz içerisinde genellikle yapmak istediklerimizi erteler ve öteleriz. Bu yeni başlanacak bir iş, sizi içten içe heyecanlandıran ama bir türlü cesaret edemediğiniz bir girişim ya da çok çeşitli örneklendirilebilecek şeyler olabilir. Bunlar için kendinize mutlaka gün içinde bir zaman ayırın. Ve o zamanı en verimli şekilde kullanmaya çalışın. Mesela yazmak güzel bir başlangıç olabilir. Günlük tutarak başlayabilirsiniz. Bu rutinin içinde her gün aynı şeyleri mi yazacağım diye düşünüyor olabilirsiniz fakat rutinlerimiz aynı olsa bile hislerimiz ve duygularımız değişkendir. İnsan sosyal bir canlıdır. Şu an sosyal izolasyon sağlansa da evlerimizde de ailemizle ya da sosyal medya sayesinde arkadaşlarımızla hala sosyalleşmekteyiz. Belki gün içindeki eylemlerimiz rutin ama gün içinde yaşadıklarımız genellikle farklıdır bunları fark etmek içinde günlük tutmak güzel bir araç olabilir. Yemek yapmak, yeni tarifler denemek yaratıcılığınızı geliştirmek açısından etkili olabilir.

Bu dönemde Uzman Psikolog olarak önerileriniz ve tavsiyeleriniz nelerdir?

Öncelikle bu sürecin geçici bir süreç olduğunu lütfen unutmayalım. Ne kadar daha böyle süreceğiniz bilmesek de yine normal yaşantımıza döneceğimizi ve bu sürecin yıllarca bu şekilde sürmeyeceğinin farkında varıp kendimizi rahatlatmaya çalışalım. Negatif olaylarla karşılaştığımız zaman düşünmemiz gereken şey bu olayın bize ne öğreteceği olmalıdır. Çünkü her olumsuz olay ve durum bize pek çok şey öğretir. Bu yüzden öncelikle olayın pozitif yanlarını düşünmekle başlayabilirsiniz. Evde olduğunuz süre boyunca, işlerinizden zaman ayıramadığınız aile bireylerinize, çocuklarınıza zaman ayırmanın keyfini çıkarabilirsiniz. Uzun zamandır ertelediğiniz şeyler için bundan daha uygun bir zaman bulamayabilirsiniz. Çocuklarınıza, eşinize, anne, babanıza ayıracağınız ve birlikte geçirdiğiniz zamanların dışında kendinizi dinlemek için de harika bir fırsata sahipsiniz. Neleri sevdiğinizi, hayatınızda yolunda giden ya da gitmeyen şeylerin farkında olmayı, beklentilerinizi, isteklerinizi sorgulamak için de çok önemli bir fırsat. Gelecekte ne olacak diye kaygı hissetmek çok normal ama bunun sınırını aşmamak, kaygının hayatta kalmamız ve bu durumla savaşmamız için ne kadar da gerekli olduğunu unutmamak gerekiyor. Uzmanların söylediği temizlik ve hijyen kurallarına uyduktan sonra, çok zorunlu durumlar olmadıkça dışarı çıkmadıktan sonra , sosyal mesafeye dikkat ettikten sonra korkmayın ve akışa güvenin.