Saadet, Gelecek ve Deva partilerinin çatı partisi Yeni Yol Grubu, TBMM'de grup toplantısını gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan Saadet Partisi Genel Başkanı ve Kayseri Milletvekili Mahmut Arıkan gündeme dair dikkat çekici tespitlerde bulundu.

Bir çok konuya değinen Mahmut Arıkan özellikle İsrail rejiminin tehditlerine aldırmadan Gazze'ye insani yardım ve umut taşıyan Madleen Gemisi hakkında vicdanlara seslendi. Müslüman ülkelerin liderlerine seslenen Mahmut Arıkan "İslam ülkeleri Filistin davasından vaz mı geçti?" diye sordu. Madleen Gemisi’nin yalnız bırakılmaması gerektiğini ifade eden Arıkan "Madleen esir edildiyse, dünya yüzlerce yeni gemi göndermeli." çağrısında bulundu

Mahmut Arıkan grup toplantısında şöyle konuştu:

Muhterem Genel Başkanlarım, Grup Başkanımız, Grup Başkan Vekillerimiz, Kıymetli Milletvekillerimiz,
Türkiye’mizin dört bir yanından gelen,
Saadet Partimizin, Gelecek Partimizin, Deva Partimizin kıymetli teşkilat mensupları, ekranları başında bizleri izleyen değerli vatandaşlarımız;
Yeni Yol Ortak Meclis Grubumuzun, grup toplantısına hoş geldiniz, sefalar getirdiniz.
Sözlerimin başında,
Aziz milletimizin ve tüm İslam aleminin geçmiş Kurban Bayramı’nı bir kez daha tebrik ediyorum.
Dünyanın birçok yerinde yaşanan zulümlerin gölgesinde idrak ettiğimiz
bu Kurban Bayramı’nın;
başta Gazze olmak üzere tüm mazlum coğrafyalarda
barış, huzur ve refaha vesile olmasını diliyorum.
Değerli arkadaşlar,
Bugün size birkaç fotoğraf göstermek istiyorum.
Uzun zamandır bu kürsülerden;
rakamlar verdik, raporlar okuduk, çağrılar yaptık…
Bugün birkaç ânı, birkaç yüzü, birkaç gerçeği sizinle fotoğraf olarak paylaşacağım.
Bazen bir kare, bin kelimeden daha güçlüdür.
Bunlar;
Acıların, direnişin,
Zulmün ve umudun fotoğraflarıdır.
ABD’NİN BM’DEKİ VETOSU
Bu fotoğraf, 4 Haziran 2025 tarihli, yani 1 hafta önce.
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan: Madleen esir edildiyse, dünya yüzlerce yeni gemi göndermeli
Amerika Birleşik Devletleri, 1 hafta önce Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde
İsrail ile Hamas arasında “derhal, koşulsuz ve kalıcı” bir ateşkes çağrısı yapan karar tasarısını veto etti.
Oylamada yalnızca ABD “hayır” oyu verdi.
Halbuki aralarında Birleşik Krallık’ın da bulunduğu 14 üye tasarıyı desteklemiş,
çekimser oy bile çıkmamıştı.
Güvenlik Konseyinde 14 devlet,
Genel kurulda daha önce yapılan oylamalar da 120’nin üzerinde devlet,
Filistin’den, Gazze’den taraf oldu.
Bunu çok kıymetli ve umut verici buluyoruz.
Ancak ABD’nin 1 red oyu yüzünden, ateşkes gerçekleşemedi!
Yani 193 ülkeden oluşan Birleşmiş Milletler;
AMERİKA YÜZÜNDEN GAZZE’YE ULAŞAMADI, ZULMÜ DURDURAMADI!
Bu bile, kurulan sistemin ne kadar
· adaletsiz olduğunu;
· Ne kadar yozlaştığını,
· Ne kadar dünyaya barış getiremeyeceğini, gösterir.
Gazze’de soykırımın başladığı ilk günden itibaren,
ABD bu insanlık suçuna ortak oldu.
Bu ortaklık öyle siyaseten bir ortaklık değil;
her türlü askeri, diplomatik desteği;
mühimmatı, silahı, bombayı, çeliği de içeriyor.
Göstermelik sözlerle ateşkesi destekliyoruz diyen ABD yönetimi;
Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne gelen her ateşkes talebini reddetti
ve elini İsrail’in soykırımından yana kaldırdı
Evet Arkadaşlar!
BU ELLER KANLI ELLERDİR!
BU ZULMUN FOTOĞRAFIDIR!
· Biz bu elleri;
Nagazaki’den, Hiroşima’dan, Vietnam’dan tanıyoruz.
· Biz bu elleri;
Afganistan’dan, Yemen’den, Irak’tan, Arakan’dan tanıyoruz.
· Biz bu elleri;
çizilen emperyalist haritalardan, yok edilen şehirlerden tanıyoruz.
BİZ MİLLİ GÖRÜŞ OLARAK 56 YILDIR
BU KANLI ELLERLE BİR KEZ OLSUN UZLAŞMADIK.
Çünkü bizim mücadelemiz;
bu kanlı ellerin ülkemiz ve bölgemiz hakkındaki vahşi planlarına karşı çalışmaktır.
Bu mücadeleden asla vazgeçmeyeceğiz.
Buradan
· iktidar başta olmak üzere
· tüm bölge ülkelerini;
· barıştan taraf olan tüm dünya devletlerini
bu gözü dönmüş emperyalist vahşi çetelere karşı durmaya çağırıyorum.
Gazze’de umut,
Doğu Türkistan’da özgürlük
Suriye’de istikrar,
Afganistan’da refah,
Yemen’de barış istiyorsak,
bunu başarmanın yegane yolu emperyalist vahşi çetelere karşı durmaktır.
MADLEEN GEMİSİ
Biraz önce Gazze’de umut dedim,
Size umudun resmini göstermek istiyorum!
İşte bu umudun fotoğrafıdır.
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan: Madleen esir edildiyse, dünya yüzlerce yeni gemi göndermeli
Sadece insan olmanın, insanı merkeze koymanın fotoğrafıdır.
12 farklı kimlikten insanın, tüm dünyaya nasıl umut olacağının fotoğrafıdır.
Bir kez daha gördük ki:
İsrail; insanlığa, vicdana ve merhamete dair hiçbir şeye tahammül edemiyor.
Bizler şunu da biliyoruz,
İsrail’in bu küstahlığının sebebi, özellikle bölge ülkelerinin sessizliği ve tepkisizliğidir.
Çünkü bugün;
· atını okyanusa süren Ukbe İbn Nafi yok,
· Cesareti ve dirayetiyle gemileri yakan Tarık Bin Ziyad yok,
· Kararlılığı ile gemileri karadan yürüten muzaffer komutan Fatih Sultan Mehmet yok,
· Haçlıların kabusu Selahattin Eyyubi yok.
Sadece sözde tepkiler, klişe kınamalar ve başlarını kuma gömen liderler var...
Asıl sorulması gereken şu:
İslam ülkeleri Filistin davasından vaz mı geçti?
Kuruluş gerekçesi
bizzat “Filistin” olan, “Mescid-i Aksa” olan İslam İş birliği teşkilatı üyesi 57 ülke;
Madleen gemisinde ayağa kalkan 12 vicdanın;
· ortaya koyduğu iradeyi anlayamamış
· gösterdiği cesareti gösterememiştir.
Biz, bir kez daha çağrımızı yineliyoruz;
İnsanlığın, vicdanın ve umudun gemisi olan Madleen Gemisi’ni yalnız bırakmayalım.
Madleen esir edildiyse, dünya yüzlerce yeni gemi göndermeli.
Saadet Partisi olarak çağrıda bulunuyoruz:
· Gazze’deki zulme ve soykırım suçuna karşı duran tüm ülkelerin katılımıyla,
· her ülkeden birer geminin yer alacağı
· yeni bir uluslararası insani yardım filosu bir an önce oluşturulmalıdır.
Ve açıkça ilan ediyoruz:
Bu filonun Türkiye’den yola çıkacak ilk gemisine Saadet Partisi olarak biz öncülük etmeye hazırız.
Tüm vicdan sahiplerine sesleniyorum;
· İlaç bekleyen yavruların,
· Açlıktan kırılan mazlumların,
· Evladına bir yudum su bulamayan annelerin umudu olmak için daha ne olmalı?
Arkadaşlar!
Madleen bir yol açmıştır ve şimdi bu yolda yürünmelidir.
1 gemi yarın 12, ertesi gün 120 gemi olmalıdır ve olacaktır.
TWEET YARIŞI
Peki;
9 Haziran’ın ilk saatlerinde Madleen alıkonulduktan sonra İKTİDAR ne yaptı?
Onu da göstereyim!
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan: Madleen esir edildiyse, dünya yüzlerce yeni gemi göndermeli
İçeriğini ezbere bildiğimiz, yazanın bir önceki açıklamadan kopyalayıp yapıştırdığı bir kınama geldi.
Açıklamaya göre;
Bu menfur saldırı, “İsrail’in bir terör devleti olduğunu bir kez daha ispatlamış.”
Allah aşkına daha kaç kere ispatlayacak?
Türkiye’nin inisiyatif alabilmesi için daha ne yaşanması gerekiyor?
Dışişleri Bakanlığının açıklamasından sonra, sosyal medyada “Kınama Furyası” ya da “Tweet Yarışı” gördük.
Çok şükür!
Türkiye’de iktidara mensup olup da kınamayan kimse kalmadı!
VELA GEMİSİ
İşte şimdi size vicdanları sızlatan bir fotoğraf göstereceğim.
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan: Madleen esir edildiyse, dünya yüzlerce yeni gemi göndermeli
Bu geminin adını biliyor musunuz? Adı “Vela”
Bu gemi;
İsrail Askeri Sanayisine (IMI) çelik teslimatı yapmak üzere Hayfa Limanı’na gidiyor.
Ne tesadüftür ki!
Madleen’in alıkonulduğu günün akşamında Mersin Limanına demirliyor.
Bütün gün Madleen’in alı konulmasını kınayanlar;
İsrail’e çelik taşıyan Vela’nın mersin limanına konulmasını kınamayacaklar mı?
Bakınız dün, Vela gemisi Mersin’de demirlemişken,
Birleşmiş Milletler Filistin Raportörü Francesca Albanese (Françeska Albaniis) bir çağrıda bulundu: “BU GEMİYİ DURDURUN, BU SUÇA ORTAK OLMAYIN” dedi.
Birleşmiş Milletler’in raportörü bile bu gemiyi durdurun diyorsa,
artık başka şeyleri konuşmak gerekir.
REDDEDİLDİ! REDDEDİLDİ! REDDEDİLDİ!
Biz diyoruz ki;
Tweet yarışına girmeyin, kınamayın! Madem iktidarsınız somut adım atın!
· VELA’YI, NEKSO MARSK’I, KATHRİNE’İ DURDURUN!
· TİCARETİ BİTİRİN!
· PETROLÜ KESİN!
Biz istedik ki;
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde öyle bir çalışma yapalım ki;
diğer parlamentolara örnek olsun.
· Gazze’ye 'İnsani Yardım Koridoru' açılması hususunda
Meclis Araştırması açılmasını istedik;
REDDETTİNİZ!
· “Katil İsrail’e giden akaryakıt vanalarını kapatın”, dedik;
REDDETTİNİZ! Üstüne cent hesabı yaptınız.
· “Ticareti kesin, limanlarımızdan İsrail'e gemiler gitmesin” dedik;
REDDETTİNİZ!
· “Gazze için “Askerî Barış Gücü” kurulsun” dedik;
REDDETTİNİZ!
· “İsrail saflarında savaşan Türk vatandaşı Siyonistler vatandaşlıktan çıkarılsın” dedik;
GÜNDEME BİLE ALMADINIZ!
Yetmedi!
Bir hafta önce genel kurulda 40-50 kişiyi toplayamayan İktidar;
Bizim Gazze önerimizin görüşüldüğü gün, tam 173 kişiyle Genel kurulu doldurdu!
NEDEN? ÖNERİMİZİ REDDETMEK İÇİN!
Salı günü olayı tam anlamadılar diye düşündük, çünkü inanamadık.
Çarşamba yine aynı öneriyi verdik.
Sonuç değişmedi, yine 173 kişiyle reddettiler
Şimdiii!
Bütün bu redlerden sonra
Madleen Gemisinin işgali için kınama yarışına girilmesi;
Bize anlaşılır gelmiyor.
Bu konuda son sözümüz şudur!
· Tweet atmayı kesin ve Gazze'ye sahip çıkacak icraatlar yapın!

Gazze’ye Millet Bursa'dan destek çağrısı
Gazze’ye Millet Bursa'dan destek çağrısı
İçeriği Görüntüle

· Gazze Barış Gücü için harekete geçin!
· Yeni bir uluslararası insani yardım filosu için öncülük edin!
SİZ KINAMA MAKAMI DEĞİL, İCRAAT MAKAMISINIZ!
SİZ BİR ADIM ATIN,
BİZ SAADET PARTİSİ OLARAK BÜTÜN GÜCÜMÜZLE YANINIZDA OLACAĞIZ!
D-8 ZİRVESİ
Değerli arkadaşlar
Size bir fotoğraf daha göstermek istiyorum. Bu da “umudun” fotoğrafıdır.
Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan: Madleen esir edildiyse, dünya yüzlerce yeni gemi göndermeli
Tarih, 15 Haziran 1997.
Yer, İstanbul.
Erbakan Hocamız önderliğinde,
8 gelişmekte olan İslam ülkesinin liderleriyle birlikte, D-8’in temelleri atıldı.
4 gün sonra, D-8’in 28’inci yıl dönümünü idrak edeceğiz.
Filistin’de, Gazze’de, Arakan’da tüm bunlar yaşanırken,
Dünya çok kutuplu bir düzene doğru hızla ilerlerken,
Biz D-8’in potansiyelini çok önemli buluyoruz.
Bunun için bu hafta sonu D-8 ülkeleri temsilcileri ve büyükelçileri ile bir toplantı gerçekleştireceğiz.
Elbette gündem Gazze ve tüm mazlum coğrafyalar olacak.
1 Amerika’nın vicdanına terkedilmemek için;
D-8’in potansiyeline,
D-60’ın hayaline inanmaya devam edeceğiz.
ÖZGÜR GAZZE MİTİNGİ
Şimdi buradan,
Aziz milletimize önemli bir çağrıda bulunmak istiyorum.
Tüm bu yaşananlar ışığında;
· İktidara tepkimizi göstermek,
· Gazze’nin sesini duyurmak,
· Vanaları kapatmak,
· Madleen’in hakkını savunmak,
· Velaları durdurmak için
Pazar günü, Üsküdar Meydanında
saat 17:00’de “Özgür Gazze Mitingi” yapacağız.
Gazze Ablukadaysa Türkiye Ayakta diyeceğiz.
Gazze Ablukadaysa İnsanlık Ayakta diyeceğiz.
Tüm Filistin sevdalılarını, Gazze sevdalılarını Pazar günü Üsküdar Meydanına bekliyoruz inşallah.
10. İNFAZ YASASI
Konuşmamın bu bölümünde infaz yasasına değinmek istiyorum.
Değerli arkadaşlar;
Cumhur ittifakı ortakları
Kurban Bayramı öncesi, günü kurtarmak için infaz düzenlemesini apar topar Meclisten geçirdi.
Ama hem ellerine-yüzlerine bulaştırdılar,
Hem de toplumun adalet beklentisini karşılayamadılar.
Çünkü;
Amaçlanan BARIŞ ve ADALET değildi.
Çünkü;
cezalandırmada keyfiliğin, tahliyede kayırmanın ön plana çıktığını gördük.
Adil yargılansa beraat edecek tutukluları içeride tutup,
Suç makinelerini tahliye etmenin vicdanlarda hiçbir karşılığı yoktur.
Mesela!
· Milyonlarca insanın oyunu alarak seçilmiş insanların
· tutuksuz yargılanmaları mümkünken,
bunun yerine peş peşe tutuklamaların gelmesi ülkeye bir fayda sağlamamış
Aksine adalet duygusuna olan inancı zayıflatmıştır.
Mesela!
Efendim bu düzenlemeden A, B, C yararlanabilir
ama K, H, K yararlanmaz anlayışı tam bir hukuk garabetidir.
Değerli arkadaşlar;
· En temel hak ve özgürlükleri keyfi nedenlerle suç sayan bir anlayıştan vazgeçmedikçe,
· insanları suça iten yapısal nedenleri sorgulamadıkça,
· kendinizden görmediklerinizi kriminalize etmeyi bırakmadıkça,
· düşünceyi cezalandırıp, kadına, çocuğa yönelik suçları cezasız bırakır algısını kırmadıkça,
· khk'larla yargısız infaz yapıldığının farkına varılmadıkça
· insan öğütmekten vazgeçip insanımızı el üstünde tutmaya çalışmadıkça,
ne kadar yargı paketi açıklanırsa açıklansın,
ne kadar infaz düzenlemesi yapılırsa yapılsın,
Adaletin tesis edilmesi mümkün değildir.
11. ÜMİT ÖZDAĞ’IN DURUŞMASI
Bizim, şu an bu toplantıyı yaptığımız saatlerde,
Sayın Ümit Özdağ’ın duruşması gerçekleştiriliyor.
Siyasi görüşlerimiz, yaşam biçimlerimiz, sorunlara çözüm önerilerimiz farklı olabilir.
Ancak bu ülkede yaşayan her bireyin,
Özellikle bir siyasi parti liderinin düşünce ve ifade hürriyetini
“amasız-fakatsız” savunmak zorundayız.
Muhalefet, demokrasinin olmazsa olmazıdır.
Farklı siyasi fikir ve düşünceler ülkemiz için bir tehdit değil bir zenginliktir.
Demokratik ülkeler için asıl tehlike herkesin tek tip düşünmeye tek tip yaşamaya zorlandığı rejimlerdir.
Bu nedenle bir kez daha ifade etmek isterim ki:
“hepimiz aynı düşünmek zorunda değiliz ama hepimiz düşünce ve ifade hürriyetini savunmak zorundayız”
SUÇ VAR CEZA YOK, SUÇ YOK CEZA VAR!
Değerli Arkadaşlar,
Haksızlık etmeyelim.
AK Parti iktidarından önce de bu ülkede yargı sistemi mağduriyetler üretiyordu.
İnancından düşüncesinden kimliğinden ötürü ötekileştirilen insanlar, garabet suçlamaların mağduru oluyordu.
Ancak bu iktidar da 23 yılda herkesin güvendiği bir yargı sistemini bir türlü inşa edemedi.
Çünkü niyetinde de zihniyetinde de sorun vardı
Ve maalesef geldiğimiz nokta
· Suç var ceza yok
· Suç yok ceza var
Bu konuda Dostoyevski’yi bile kara kara düşündürecek bir tablo ile karşı karşıyayız
MEHMET ŞİMŞEK’İN EKONOMİ KARNESİ
Ülkemizin en önemli gündem maddelerinden biri de ekonomidir.
Malumunuz Hazine ve Maliye bakanımız Sayın Mehmet şimşek
bundan tam iki yıl önce Haziran 2023’te göreve getirildi.
Adeta;
· Ekonominin kurtarıcısı,
· Türkiye’nin umudu olarak sunuldu.
Anadolu da bir tabir vardır:
“Pehlivanın iyisi mindere çıkışından belli olur” diye.
Sayın Şimşek mindere çıktığı günden beri;
· beklentiler kabusa,
· umutlar hayal kırıklığına dönüştü.
Enflasyon düşecek, piyasalar düzelecek, vatandaşın yüzü gülecekti.
Yüzü gülen sadece Londra tefecileri, New York borsacıları oldu.
Vatandaşın son iki yılda çekmediği dert, sıkmadığı kemer kalmadı.
· Tasarruf dediler;
tasarrufu emekliye, asgari ücretliye yaptırdılar.
· Vergi toplayacağız dediler,
ama vergi memurunu 5’li çetelerin holdinglerine değil esnafın lokantasına diktiler.
Açık söylüyorum!
· Milletin yapmadığı TASARRUF,
· katlanmadığı VERGİ,
· ödemediği CEZA kalmadı.
Bayramı bile vatandaşa ceza kesmek için fırsata çevirdiler.
Malum bu bayram yollara konulan radarlar ve kesilen cezalar çok gündem oldu.
İlginç bir rakam vermek istiyorum;
Bildiğiniz gibi Bütçe’de trafik cezaları diye bir gelir kalemi var.
2025 yılı için öngörülen ceza geliri ne kadar biliyor musunuz?
55 milyar lira!
Peki, yılın daha ilk 4 ayında kesilen ceza ne kadar biliyor musunuz?
Tam 53.5 milyar lira.
Yani değerli arkadaşlar;
2 yıldır enflasyon hedefini tutturamayan iktidar,
vatandaşa kesilecek trafik cezasına gelince hedefi 4 ayda tutturuyor!
KARNE KIRIKLARLA DOLU
Maalesef hazine ve maliye bakanımızın ekonomi karnesi kırıklarla dolu.
Şimşek gelince;
· Ekonomimiz güçlenecek,
· paramız değerlenecek,
· ülkemiz büyüyecekti.
Fakat tam tersi oldu.
2024 Ekim ayından bu yana Türk lirası en düşük değerinde.
· Sayın Şimşek göreve geldiğinde;
1 Amerikan doları 22 liraydı,
bugün 40 Türk lirasına dayandı.
· Bir alman avrosu 23 liraydı,
bugün 45 Türk lirasına ulaştı.
Ekrana, kürsüye, slogana bakınca bir Türk dünyaya bedel.
Ama döviz bürosuna bakınca 1 Amerikan doları 40 Türk lirasına bedel!
Sadece döviz mi?
· Sayın şimşek geldiğinde;
Faiz 8.5’du, şimdi 48.5 oldu.
Enflasyon 39’du şimdi 35 oldu.
Faizdeki artış 40 puan…
Enflasyondaki düşüş 4 puan!
Ekonomide başarı dedikleri tablo işte bu, değerli arkadaşlar!
SAYIN ŞİMŞEK TÜRKİYE’NİN ELON MUSKIDIR.
Teşbihte hata olmasın; Sayın şimşek Türkiye’nin Elon Musk’ıdır.
Biliyorsunuz Amerika’da Trump iktidarı da Elon Musk’a çok fazla bel bağlamıştı.
Musk Amerika’nın kurtarıcısı olacaktı.
Ama beklentiler hayal kırıklığına dönüştü.
Amerika’daki Elon Musk Amerikalılar için nasıl hayal kırıklığı olduysa;
Mehmet Şimşek de milletimiz için öyle hayal kırıklığıdır.
Daha önce söyledim yine söylüyorum.
Sayın şimşek elinde çanta Londra’yı, New York’u, Brüksel’i dolaşmayı bırakmalı.
Dönüp Anadolu’ya bakmalı.
İngiltere’deki, Amerika’daki, tefecilerle değil;
artık Anadolu’daki çiftçilerle, üreticilerle, emekçilerle buluşmalı.
Çünkü milletin dayanacak gücü kalmadı.
Bakanı olduğu hazine milletin hazinesidir.
Ve milletten toplanan vergilerle doldurulmaktadır.
Milletin alın teri bir avuç faiz lobisine kurban edilmemelidir.
Milletimiz yeterince fedakarlık yaptı.
Bugün fedakarlık sırası bizzat iktidarın kendisindedir.
Ama bakıyoruz, iktidar fedakarlığı yine üreticiden bekliyor.
Bunun en son örneği, açıklanan hububat alım fiyatlarıdır.
BUĞDAY FİYATLARI VE TARIM
biliyorsunuz iktidar geçtiğimiz günlerde arpa ve buğday alım fiyatlarını açıkladı.
Buna göre;
· Buğdayın alım fiyatı desteklerle birlikte kilo başına 16 TL 20 kuruş.
· Arpada ise yine desteklerle birlikte kilo başına 13 TL 520 kuruş alım fiyatı ilan edildi.
Şimdi sizlere bazı rakamlar vermek istiyorum;
· Türkiye’de bir litre mazotun fiyatı 43 TL.
Yani bir litre mazot almak için 3 kilo buğday satmanız lazım.
· Tarımda kullanılan bir kilo gübrenin fiyatı 23 TL
· Yıllık enflasyon ise % 74
Köylünün, çiftçinin bütün giderleri sürekli katlanırken gelirleri sürekli düşüyor.
İktidara sesleniyorum;
· Ceza yazmakta varsınız,
· Vergi icat etmekte varsınız,
· Lüks ve şatafatta, israfta varsınız,
· Ballı ihalelerde varsınız;
Amaaa iş üreticiye gelince yoksunuz;
· Tarlada yoksunuz,
· Çay fiyatlarında yoksunuz,
· Buğdayda yoksunuz,
· Köyde yoksunuz...
Halbuki;
· Üretim, bağımsızlıktır
· Toprak gelecektir,
· Köylü, milli ekonominin kalesidir
· Çiftçinin toprağa dökülen alın teri, berekettir.
Çiftçinin bu iktidardan alacağı var!
2006’da çıkardığınız kanuna uyun ve Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın en az %1’ini çiftçilerimize destek olarak verin.
%0.2’de bıraktığınız bu destek yetersizdir.
Tohumu, gübreyi, mazotu, işçinin ücretini dahi çektiği kredilerle ödeyen
ve faiz ödemekten beli iki büklüm olan çiftçimizin
emeklerini heba etmekten vazgeçin.
Köye, çiftçiye, toprağa sırtını dönen her devletin akıbeti hüsrandır.
Endişemiz şudur:
Bir gün betonun yenen bir şey olmadığını anladığınızda, iş işten geçmiş olacak.
Bu duygu ve düşünceler sözlerimi bitiriyor, hepiniz hürmet ve muhabbetle selamlıyorum.

Kaynak: Milli Gazete