İnegöllü iş adamı ve gazeteci İlhan Tatlı'nın, Katolik Kilisesi lideri Papa Robert F. Prevost'a hitaben yazdığı mektup, içeriği ve gönderilme sebebiyle sosyal medyada ve yerel basında büyük yankı uyandırdı. Mektubun, Tatlı'nın kendi imzasıyla Papa'ya gönderildiği belirtilirken, metin içinde birçok kişi ve kuruma göndermeler yapıldığı ifade edildi.

İnegöllü iş adamı ve gazeteci İlhan Tatlı, Hristiyan aleminin ruhani lideri Papa Robert F. Prevost'e (Papa Franciscus kastedilerek) hitaben yazdığı ve ıslak imzayla Vatikan Büyükelçiliği'ne ulaştırdığı mektupla derin bir umutsuzluk ve acı mesajı verdi.

Mektubunda güncel küresel krizlere, zulme ve insanlık dramına dikkat çeken Tatlı, büyük bir hayal kırıklığı ve çaresizlik hissini dile getirdi.

Mektubun Ana Temaları ve Mesajları
Mektup, İlhan Tatlı'nın iç dünyasındaki derin kederi yansıtıyor ve şu ana temalara odaklanıyor:

Çaresizlik ve Acı: Tatlı, kalbinin kan ağladığını, ciğerinin yandığını ve nefesinin daraldığını belirterek, vicdanların, merhametin ve adaletin öldüğünü ifade ediyor.

Bursa İnegöl'ün duvarları renklenecek
Bursa İnegöl'ün duvarları renklenecek
İçeriği Görüntüle

Küresel Sessizlik: "Tüm dünya sus pus olmuştur" diyerek, küresel liderlerin ve toplumların zulme karşı sessiz kalmasını eleştiriyor.

İslam Liderlerine Eleştiri: Mektubun en çarpıcı kısmı, İslam liderlerine yönelik eleştirilerdir. Tatlı, İslam aleminin tefrikaya düştüğünü ve liderlerin çoğunun iktidarı, korkuyu, koltuğu veya çıkarları uğruna görmezden geldiğini belirtiyor.

Son Bir Umut: Papa'dan medet ummadığını açıkça belirtmesine rağmen, mektubu "BELKİ VE BİR UMUT İLE..." notuyla bitirerek, son derece zayıf da olsa bir umut ışığı aradığını ve bir şeyler yapma zorunluluğu hissettiğini vurguluyor.

Bu mektup, Tatlı'nın sadece yerel bir meseleye değil, küresel vicdana dokunma çabası olarak gündeme damgasını vurdu.

RAHMAN VE RAHİM OLAN ALLAH'IN ADI İLE
Hristiyanlık aleminin ruhani lideri
Sayın Robert F. Prevost - 14. Leo
Ben, şeyh nasrullah'ın oğlu, hacı Seyfettin'in torunu Zeki oğlu İlhan Tatlı
Müslüman bir anne babanın evladı ve Müslüman bir çocuğun babasıyım. Müslüman bir memlekette yaşıyorum.
Ben, Allâh’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe, hayrın şerrin Allah’tan olduğuna ve öldükten sonra dirilmenin hak olduğuna inanıyorum.
Tüm peygamberlere ve onların getirdiklerine inandığım gibi Hz. İsa a.s 'ma ve getirdiğine de inanıyorum.
Sizin dininiz sizedir. Benim dinimde banadır.
Sizinle itikadi ve ibadete dair konularda ayrı iman etmekteyiz.
Ama insani olarak aynı şeyleri düşünüyoruz.
Sayın papa cenapları!
Siz de bizde biliyor ve inanıyoruz ki !
Savaşların da kuralları, hukukları ve ahlakları vardır.
Gazze'de yapılanlar tarihin hiç bir döneminde yapılmadı ve görülmedi.
Gazze de insani hiç bir hukuk ve ahlak gözetilmiyor. İnsanlar açlığa mahkum ediliyor. Çocuklar açlıktan ölüyor.
Gazze'de tüm dünyaya yetecek kadar acı yaşanıyor.
" Yemin ederim eve tek bir torba un getirip, çocuklarımın karnının doyacağını bilsem, ölüme razı olurum.
diyen bir babanın feryadı, vicdanı olan her kes için bir çağrıdır.
Gazze'de açlık bir savaş aracı olarak kullanıyor.
Anne ve babalar, öldüklerinde kimin çocuğu olduğu anlaşılsın diye evlatlarının kollarına isimlerini yazıyor.
Bugün yaşananlar, yalnızca günümüzün değil, insanlık tarihinin en utanç verici, kara bir lekesidir.
Gazze’de ölenler, sadece bebekler, çocuklar, masumlar, mazlumlar değil, insanlığın ta kendisidir.
Unutmayalım ki tarih;
insanlığın, insanlık onurunun çiğnendiği bu günleri ,
bu vahşete sağır ve dilsiz kalanları da kara bir leke olarak yazacaktır.
Bu dünya için çok acil bir uyarıdır.
Gazzenin acıları hepimizin utancıdır .
Yaşanan her acı, dünyanın ortak sorumluluğudur. Suskunluk ise, bu acılara ortak olmaktır.
Canlı yayında gazeteciler,Hastaneler, camiler, okullar, kiliseler yardım dağıtanlar ve yardım kuyruğunda olanlar vuruldu.
Yardım kuyruğundaki sivillerin üzerine bombalar yağdırıldı. Siyasetçiler, doktorlar, insani yardım görevlileri hunharca katledildi.
360 kilometrekarelik daracık bir alana sıkıştırdıkları 2 milyon insana her türlü zulüm reva görüldü.
Bombalarla yapamadıklarını,
Açlık, susuzluk, gıdasızlık, ilaçsızlık, doktorsuzluk ve hastanesizlikle yaptılar.
Gazzeliler gökyüzüne baktıklarında güneşi, ayı, parıldayan yıldızları değil savaş uçaklarını görüyorlar.
Birleşmiş Milletler; Gazze için ilk kez Afrika dışındaki bir bölgede "Felaket düzeyinde kıtlık" ilan etti.
çok kısa ve özetle Gazze'de hal böyle iken;
verdiğiniz demeçlerde,
Zati alilerinizin , gelinen noktayı kabul etmediğini, karşı çıktığını, üzüldüğünü belirttiniz.
sizler Hristiyan aleminin ruhani lideri olarak;
Bulunduğunuz konum itibari ile, siyasetin politianın bu güne kadar yapamadığını yapabilirsiniz.
Gazze ye gidebilir ablukayı kırabilirsiniz. Tüm dünyanın gündemine tekrar getirebilirsiniz.
Kapıları açabilir, insani yardımların içeriye girmesine vesile olabilirsiniz.
Bunu yaparak bebeklerin ve çocukların ölümüne engel olabileceğinize inanıyorum.
2 milyon masum bir halkın rahat bir nefes almasını sağlayabilirsiniz.
Bunu yaparak tüm dünyanın takdirini kazanabilirsiniz.
Ve tarihe altın harflerle isminizi yazdırabilirsniz.
Tarihçiler kitaplarının ismini şu şekilde yazacaklar.
Dört tarafı zengin Müslüman ülkelerle çevrili "Gazze'de ki 2 milyon Müslümanı kurtaran papa" diye yazacaklar.
Bu gün ve gelecekteki insanlar ve insanlık size saygı duyacak ve hürmet gösterecektir.
Tüm Müslümanlar size minnettar kalacaktır.
Ben buna tüm kalbimle inanıyorum.
En derin saygılarımla...

İlhan TATLİ
Mahmudiye Mahallesi Ertuğrul Gazi Caddesi No 165 İnegöl Bursa Türkiye
Posta Kodu 16400
[email protected]

Kaynak: Haber Merkezi