İçeriden ve dışarıdan sürekli tehdit altındayız.

İçimizdeki düşmanlar;

Bir yandan, askerimizi polisimizi vuruyorlar,

Diğer yandan da, masum insanların üzerinde bomba patlatıp katliamlar yapıyorlar.

Bizi birbirimize düşürmek için her gün yeni bir senaryoyu sahneye koyuyorlar.

Dışımızdaki düşmanlar;

Bir yandan, komşularımızla aramızı bozuyorlar,

Diğer yandan, çevremizi ateş çemberinin içine alıyorlar.

Bunlar neden oluyor?

Birlikte analiz edelim.

Ortadoğu petrol, doğalgaz zenginidir.

Ama Ortadoğu’daki zenginliklerden o bölge insanı istifade edemez.

O ülkelerde zengin birkaç aile vardır.

Diğerleri sürünür.

Afrika sadece çölden ibaret değildir.

Yemyeşil yerleri vardır.

2 metreden su çıkar.

Elmas, kömür ve altın madenleri vardır.

Bu madenleri o bölgenin insanları çıkarır.

Fakat hepsi açtır.

Çünkü Ortadoğu’nun da, Afrika’nın da yer altı ve üstündeki zenginlikleri batıya akar.

Bu bölgelerde, yüzlerce yıl Osmanlı hüküm sürdü.

O yılarda insanlar doyuyordu ve zulüm görmüyordu.

Batılılar, Afrika’ya ulaştıkları gibi insanları köleleştirdiler.

Türlü zulümler yaptılar ve zenginlikleri kendi ülkelerine akıttılar.

Zamanla Osmanlı’yı parçaladılar, hedefleri bizi tümden yok etmekti.

Ama Mustafa Kemal Atatürk çıktı sahneye bu oyunu bozdu.

Top yekûn kurtuluş mücadelesi verip, vatanımızın bir kısmını kurtardık.

Şimdilerde de yeniden ayağa kalkmak için uğraşıyoruz.

Fakat sömürgeciler bunu istemiyorlar.

Zira biz ayağa kalkarsak, onlar sömürüye devam edemeyecekler. İşte bu yüzden, var güçleriyle bizi köşeye sıkıştırmak istiyorlar.

Dışarıdan baskı kurup çevremizi ateşe veriyorlar.

Komşularımızla aramızı açıyorlar.

İçeriden de, bölmek için her yolu deniyorlar.

Şüphesiz, bu oyunlar bozulacak.

Nasıl Gazi Mustafa Kemal Atatürk 100 yıl önce oyunu bozduysa, bugünde oyun bozulacak.

Ama bunun için birlik ve beraberlik ruhu gerekiyor.

Ayrışmaya değil bütünleşmeye ihtiyacımız var