Programa Belediye Başkan Yardımcısı Turgay Yel,Saadet Partisi İnegöl Belediye Başkan Adayı Hasan Eroğlu,Siyasi Parti Temsilcileri,Gaziler derneği Başkanı ve Gaziler,çok sayıda STK temsilcileri ve çok sayıda vatandaş katıldı.

Programda açılış konuşmasını yapan Ateş karıncaları Dernek Başkanı Tarık Bostancı yaptığı açıklamada; “Bundan tam 104 sene önce, tarihin bittiği dediği yerde bitmediğini gösteren,hasta olduğunu söylediklerin de; Biz İmanımız ile varız diyen Çanakkale’nin Şahadet şerbetini içmiş Yiğit dedelerimizi Hayırlar ile yad edip,cenabı haktan kendilerine rahmet,Bizlere de onların yanın da,onların yönün de,onların arakasından devam eden bir nesil olmamızı Allah naip eylesin.Biz kavgadan,savaştan yana değil,Barış’ın ve dünya üzerinde hakikat’in dem vurduğu bir dünya hayatını arzuluyoruz ve inanıyoruz ki bir ömür ancak hayat iman ve cihattır şuuru ile gerçekleşirse insanlığa hizmet noktasın da güzel bir yere gelebilir.”Dedi. Şehit olan dedelerimizin canını verdiği yerin adıdır Çanakkale, Sanma Bu Dava Kalır Yerde, Meydan Bırakılmaz Namerde, Yedi Düvel Cihana, Garba, Şarka, Şimale, Yürüyoruz Kalpten Kalbe.

Dizeleri ile konuşmasına başlayan, Ateş karıncaları Onursal Başkanı ve Ensar vakfı İnegöl Şube Başkanı Fatih Bayram; “Çanakkale sadece 35 Kilometreden oluşan bir yer değil. Çanakkale bir Vatanın, bir Bayrağın, bir Sancağın, bir İnancın ayağa kalktığı yerdir. Çanakkale; Şüheda fışkıracak toprağı sıksan, şüheda! Canı, cananı, bütün varımı alsın da Huda, Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüdadır Çanakkale. Bu Bayrak altın da yaşamamız için Şehit olan dedelerimizin canını verdiği yerin adıdır. Kan ve kemiğin demir ve galebe çaldığı, Haçlı zihniyetine, ırkçı emperyalizme kırmızı kart çıkartıp, durdurduğumuz yerin adıdır. Çanakkale, Senin dedenin Şehit olduğu yerin adıdır. Çanakkale, bir gençliğin, bir abidenin, bir şahsiyetin, bir Bayrağın ayağı kalktığı yerin adıdır. Çanakkale bu yüzden bir ruhtur, bu yüzdendir ki; Ruhsuzlar bunu anlayamaz. Anlayanlara selam olsun.”İfadelerini kullandı.

“Şanlı bir Ecdadın hayır duasını almak için buradayız” 18 Mart Çanakkale Şehitlerini anma günü münasebetiyle İnegöl’e gelen Türk ilahiyatçı, yazar Ömer Döngeloğlu ise; “Pazarlığını Allah ile yapanlar, canını ve malını Allah ile satanlar, Dünyada hiç bir şeyin önünde eğilmezler. İşte biz Dünya tarihi durdukça, Müslüman’ın, Gayrimüslim’in; Vicdan sahibi, adalet sahibi herkesin hakkını teslim ettiği, Şanlı bir ecdadın hayır duası için bu gece buradayız.” Dedi. Sakın Allah Yolunda Öldürülenlere Ölüler Demeyin “Allah Azze ve Celle Bizi; Şahadetle diriltmiştir.Çünkü Şehitlerin ölmeyeceğini yüce kitabımız bize haber verdi.Sakın Allah yolunda öldürenlere ölüler demeyin,Onlar diridirler,fakat siz fark edemezsiniz buyuruyor Ayeti kerime.Demek ki toprağa düşerken dirilen bir insanı siz; Hangi silahla,hangi bomba,hangi tehdit ile korkutabilirsiniz.Bizim hayatımız;Dinimiz için,Vatanımız için canımızı verdiğimiz anda başlar bizim hayatımız.Bu yönüyle biz Müslümanlar olarak,Müminler olarak şahadet ruhunu asla kaybetmemeliyiz.Uyuşturucu ile,silah ile,eğlence ile,internet ile,oyun ile bizi başka yere baktıranlar,bize başka başka şeyler gösterenler aslında ne yaptıklarını çok iyi biliyorlar.” “Bir Gecede Fabrika Ayarlarımıza Döndük” Biz Şahadet ruhu ile donatıldığımız müddetçe; Evet aç kalabiliriz,evet pahalı pahalı hayatlarımız olmayabilir ama Dünyada hiçbir kimsenin parası ile alamayacağı,tehdit ile korkutamayacağı şu vatan da;Halayımızı da beraber çekeriz,maçımızı da beraber oynarız,cenazemizde de beraber mezar kazarız,mescit için secdeye de başımızı beraber koyarız.Dünyada hiçbir paranın alamayacağı Vatanı TÜRKİYE CUMHURİYETİ yaparız.Biz Vatanımızı,Dinimizi Allahın bize emanet ettiği bu kutsal davayı, Dünyada hiçbir para ile alınamayacağını Şahadet ruhu ile besleriz.Daha yakın zaman da; kardeşlerimizin, Ömer Halis Demir’i ziyaretlerinde gördüm bir kere daha. Biz bir gecede Fabrika ayarlarımıza döndük 15 Temmuz gecesinde, Bir gece dip dalgasına döndü bu millet, ne ahlaksız filmler seyrettirdiler bize, ne diziler çevirdiler.” “Yetiş Ya Muhammed Kitabın Elden Gidiyor” “Batının bütün pisliklerini başka isimler altında üstümüzden aktardılar.Bunların hepsi bir gaye için,Biz ne yaptığını bilmeyen toplum olup,bu ülke için dışarıda kırk şeytanlık düşünen dış güçlerin uygun bir ortama kadar bu milleti;sarhoş,şuursuz,habersiz,gayesini unutmuş olsun diye yaptılar hepsini.Biraz başarılı oldular,bir yere kadar başardılar ama Allah öyle bir Allah ki,Rabbim öyle ilim ve kudret sahibi ki onların kırk yıllık hesaplarını,kırk yıllık tezgahlarını Rabbim bir gecede ters düz ediyordu.Kalplere İmanı Allah doldurur,cesareti yüreklere Allah doldurur.Çanakkale’de soğuk baharın henüz kıştan kurtulamadığı buz gibi soğuk havasında,seferlerde tir tir titreyen tüfek kadar boyu olan Anadolu’nun küçücük çocukları; İngiliz’in,Fransız’ın ateş kusan toplarına,tüfeklerine gemilerden ateş yağdıran bütün makineli tüfeklerine karşı siperlerinde tir tir titreyen üstüne örtecek bir kaputu, bir paltosu, bir kabanı olmayan yazlık elbiseleri ile gelmiş Güneydoğudan gelmiş çocuklar,üstünde başında yok,ayağında ayakkabısı olmayan Şehitler,Gaziler siperlerde tir tir titrerken,siperin en başında duran alay İmamı biraz sonra düşmanın üzerine yıldırım gibi yağacak olan orduyu ateşe getirmek için onları korkusuz bir Şehide dönüştürmek için siperin başında ki alay imamının ağzından çıkan sözler şunlardı,o çocuklar ne söyleneceğini bekliyorlardı,komutan ne diyecek acaba,bize ne talimat gelecek acaba diye,onları heyecana getirip canından vazgeçtiren seda,Alay İmamının şu sözüydü; “Yetiş ya Muhammed kitabın elden gidiyor.” Dediğinde siperlerden yağmur gibi boşalan çocuklar düşmanın üzerine saldıracak ve geri dönen olmayacak, tamamı Şehit düşecek.” Çanakkale’ye Sadece Şehitleri Gömmedik “Biz Hatice nineleri gözü kapıya bakarak ölmüş kadın, başını çevirmiş aha şimdi gelir,aha şimdi gelir diye başını kapıya çevirmiş belki Halil gelir diye yüzünü kapıya döndermiş bir şekilde İnsanlar gönderdik.Biz Çanakkale’ye sadece Şehitleri gömmedik nice Umutları gömdük,nice sevdaları gömdük,nice evlatların hayallerini gömdük.Bayram günü babasının elini tutamadan büyüdü bu Anadolu’nun çocukları,biz o halde bu vatanı kimseye bırakmadık.” İt Sürüleri Gibi De Kaçıp Gittiniz “Yeni Zelanda’da ki soysuz;Zavallı çocuklara kurşun sıkan,4 Yaşındaki Filistinli çocuğu Vatanı tehlikeye düştüğü için belki başıma bir şey gelmez diye Yeni Zelanda’ya kaçmış gitmiş orada muhacir gibi yaşayan 4 yaşındaki Filistinli çocuğu kurşuna dizen; Kitapsız,Türk yiyici diye tüfeğinin üzerine yazan alçak tanrı böyle istedi diyerek Allah’a iftira eden,Haçlının soysuz alçağı beni dinle aslanım;Öyle Afgan’ın,Filistinlinin,Doğu Türkistanlı’nın, Arakanlı’nın gariplerine arkadan kurşun sıkmak kolay.Ayasofya’nın Minarelerini sökeceğiz diyorsun ya,Aha buradayız.Topunuzla gelin,tüfeğiniz ile gelin aha buradayız.Az gelirsiniz aslanım az gelirsiniz.Dün geldiniz,geldiğiniz gibide it sürüleri gibi de kaçıp gittiniz.Yine önümüze katıp kovalarız.Bizi ölümle korkutamazsınız,tarihinde Kürdün evladı Selahaddin Eyyubi olan bir milletiz.Ecdadın da Gürcü Ahmetlerin olduğu bir milleti,soyunda sülalesinde Kafkas Kartalı Şeyh Şamilin olduğu bir milleti,babası dedesi Osman Gazi,Ertuğrul Gazi,Fatih Sultan Mehmet,Yavuz Sultan Selim,Kanuni Sultan Süleyman olan babası dedesi Sultan Abdül Hamit olan bir milleti Dünyada korkutacak bir silah daha yapılmamıştır.”
Program daha sonra ilahi sanatçısı Erdoğan Aydın’ın seslendirdiği ezgilerle devam etti