YAŞAM

Sarf akdinde haramdan nasıl sakınılır!

Küresel ekonomik düzenin hâkim olduğu günümüzde döviz, altın vs paranın paraya satışı ve değiştirilmesi hususlarında faize düşme konusunda dikkat edilmesi gereken hususlar vardır. Sarf, hem günlük hayatta sıkça başvurulan bir yöntem hem de faiz amaçlı olarak kullanılma ihtimali bulunan bir ticarî işlem türü olduğu için konu fıkıh kitaplarında ayrıntılı olarak ele alınmıştır.

Abone Ol

İslam tüm hayatta kuralları belirlemiştir. Her alanda olduğu gibi ticaretimizde de Allah (C.C.) ve Resulüne (S.A.V) itaat edilirse helal kazanılmış olur. Küresel ekonomik düzenin hâkim olduğu günümüzde ister istemez döviz de ülkemizde çokça kullanılıyor. Tam olarak “Sarf akdi”ne karşılık gelen bu işlemde Müslümanların dikkat etmesi gereken hususlar var. Peki, döviz bozdurmak ya da altın alıp gümüş vermek cinsi cinsle değiştirmede fıkıh kuralları nedir? Tüm bu sorulara dosyamızda cevap aradık.

Sözlükte “parayı bozdurmak, harcamak, çevirmek” gibi anlamlara gelen sarf, İslâm hukukunda altın, gümüş veya diğer nakit paraların kendi cinsiyle veya diğer para cinsleriyle değişimini ifade eden bir terimdir.

Fıkıhta bu alışverişe sarf akdi denir. Sarf akdi paranın parayla değiştirilmesi demektir. Sarf, hem günlük hayatta sıkça başvurulan bir yöntem hem de faiz amaçlı olarak kullanılma ihtimali bulunan bir ticarî işlem türü olduğu için konu fıkıh kitaplarında ayrıntılı olarak ele alınmıştır.

İKİ BEDELİN DE PEŞİN ÖDENMESİ ŞART

ALTIN VE GÜMÜŞÜN VADELİ SATIŞI CAİZ DEĞİL

İslâm hukukunda akitlerde ve hukukî işlemlerde kural olarak şekil serbestliği ilkesi hâkim olmakla birlikte, paranın parayla değişiminde yapılan işlemin faiz olmamasını temin için iki bedelin de peşin ödenmesi, araya vadenin girmemesi şartı aranmıştır. Vade faiziyle vade unsuruna dayalı ribâ (ribe’n-nesîe) ile ilgili hadiste Hz. Peygamber Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Altın ve gümüşten peşin olmayanı peşin karşılığında satmayınız” (Buhârî, “Büyû‘”, 78; Müslim, “Müsâkat”, 81, 83; Tirmizî, “Büyû‘”, 24). Peygamber Efendimizin hadisi gereği altın ve gümüşün kendi cinsleriyle, karşılıklı olarak veya itibarî para ile değişimi ve satımında, iki bedelin de taraflar akit meclisinden ayrılmadan ödenmiş olması şarttır; dolayısıyla, altın ve gümüşün vadeli satımı câiz değildir.

“RİBE’NNESÎE”YE DİKKAT!

Eğer bu uygulama bu şekilde yapılmazsa iki bedelin de para olması halinde “ribe’nnesîe” denilen, Kur’an ve hadiste ayrı ayrı yasaklanan faizli işlem gerçekleşmiş olur. Altının altınla, gümüşün gümüşle ve aynı cins paranın kendi cinsiyle değişiminde peşin ödemenin yanı sıra miktarların da eşit olması şartı aranır. Hayber fethi sonrasında bir sahâbî efendilerimiz altın işlemeli bir gerdanlığı altın para (dinar) ile almak isteyince Hz. Peygamber Efendimiz (S.A.V) gerdanlıktaki altının çıkarılmasını ve altının aynı miktar altın para ile değişimini, geri kalan kısmına da değer konarak satın alınmasını istemiştir (Müslim, “Müsâkat”, 17).

CİNSİ CİNSLE ANCAK EŞİT MİKTARDA DEĞİŞTİRİLEBİLİR

Piyasadaki her para birimi döviz cinsleri dâhil olmak üzere, kendi içinde bir cins oluşturur. Yabancı olsun TL olsun bütün paralar-para olmaları yönünden- bir cins sayılır ve birbiri ile ancak peşin olarak değiştirilebilir. Bu konuda getirilen sınırlama, eşyâ-yı sitte veya alışveriş faizi adıyla meşhur hadiste örnek kabilinden zikredilerek altın ve gümüş gibi mübâdele değiş tokuş) araçlarının veya buğday, arpa, hurma gibi gıda maddelerinin kendi cinsleriyle ancak eşit miktarlarda değişimine izin veren hadisin uygulaması mahiyetindedir. Sarf işlemiyle ilgili olarak yukarıda zikredilen iki şartı ihlâle yol açacağı için sarf işleminde şart muhayyerliği (beğenilmediğinde geri verilmek üzere (alınan ya da verilen eşya) de câiz görülmemiştir.

ELDEN ELE TESLİM ŞART

Meselâ altın veya gümüşün peşin para ile alınıp satıldığı bir sarf akdinde, taraflardan birinin de belli bir süre muhayyerlik ileri sürerek akdin o anda işlerlik kazanmasını önlemesi câiz görülmemiştir. Öte yandan, sarf akdinde iki bedelin de peşin olarak kabzedilmesi (ele geçmesi) şartı, borcun başka bir borçla takas edilmesinin câiz olup olmayacağı tartışmasını doğurmuştur. Paranın parayla değişimi işlemiyle ilgili olarak getirilen bu kurallar ve kısıtlamalar, yabancı ülke parası ile yerli paranın alım satımı demek olan günümüzdeki döviz ticaretini de doğrudan ilgilendirmekte olup, bu kurallardan çıkan sonuç, vadenin söz konusu edilmediği, alım satımın peşin yapıldığı durumlarda döviz değişim işlemlerinin câiz olduğudur.

Çünkü, bu tür işlemleri faizli işlem olmaktan koruyan en önemli kriter, bedellerden herhangi birinin vadeye bağlanmamasıdır. Fıkıh ıstılahında buna sarf akdi denir. Sarf akdi ise paranın paraya satılması, değiştirilmesi demektir. Aynı cins paranın birbiriyle değiştirilmesi veya başka bir cinsle değiştirilmesi sarftır. Sarf akdinde farklı cins paraların değişiminde akdin sahih olabilmesi için ayrılmadan önce el ile (elden ele) teslim edilmeleri de şarttır. Yukarıda ifade edildiği üzere döviz satımında satışın peşin olması gerekir. Alım-satım peşin yapıldığı takdirde döviz alım-satımı yapmak da caizdir.

{ "vars": { "account": "G-KFE40D1TR1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-KFE40D1TR1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-KFE40D1TR1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } } { "vars": { "account": "G-KFE40D1TR1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }