Saadet partisi inegöl ilçe başkanı Ertan Sütçğ Motorlu Taşıtlar Vergisine (MTV) yapılan yüzde 40´lık zammı değerlendirdi. Yapılan yazılı açıklamada şu ifadelere yer verildi. Ülkemiz gerek dış politika yönünden gerekse ekonomik olarak çok badireli bir süreçten geçmekte. Üzülerek ifade etmek isteriz ki senelerden beri yapılan uyarılara kulak asanların, bugüne kadar arka planda gizlediği krizler bir bir gün yüzüne çıkmakta. 2003 yılında dış borcumuzun Milli Gelirimize oranı %37 iken, 14 yıllık istikrarlı (!), koalisyonsuz iktidarın bugün ulaşmış olduğu sonuçta DIŞ BORCUMUZUN MİLLİ GELİRE ORANI %51’i aşmış durumda. Peki aştı da ne oldu? 
Son günlerde gündemde Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın açıkladığı Orta Vadeli Programdan  “kamuda kemer sıkma”, “fabrika satışı”, “varlık satışı” ve “zam” çıktı. Ancak bunlardan Motorlu Taşıtlar Vergisine (MTV) ye yapılacak %40 lık zam gündem oldu. Gerek sosyal medya gerekse televizyonlarda bakana ve iktidara karşı tepkiler aldı başını gitti. Yine Bakan bey, bu programda sadece vergi gelirlerinde değil özelleştirme gelirlerinde de artışlar olacağını belirterek "Bazı fabrika satışlarına başlıyoruz. Özelleştirme İdaresi daha fazla varlık satışına gidecek. Bununla bütçemize gelir kaydedeceğiz" dedi. 
Saadet Partisi olarak bu hususta elbette söyleyeceklerimiz vardır. Ancak gönlümüz arzu ederdi ki, iktidar mensupları bu vahim tablo ortaya çıktından sonra değil, ortaya çıkmasın diye söylediklerimize kulak verselerdi. Şimdi buradan tekrar ifade ediyoruz ki; MTV zammı doğrudan vatandaşımızın canını yakacak cinstendir. Kabul edilebilir değildir. Ancak bu durum bir gündem gizlemedir. Bu paket ile alınan en tehlikeli karar ÖZELLEŞTİRME ile ilgili yapılacak genişlemedir. Geçtiğimiz yıl kurulan “VARLIK FONU” bu özelleştirme genişlemesiyle birlikte bir bir milli servetimizi satacaktır. Maliye Bakanlığının açıkladığı “Orta vadeli Ekonomi Programındaki” asıl amaç budur. Tahmin ediyoruz ki MTV zammı ile ilgili Cumhurbaşkanının muhtemel bir müdahalesi ile bir iyileşme olursa asıl tehlikeli olan özelleştirme meselesi saklanmış olacaktır. 
Tekrar ifade etmek isteriz ki “PARANIN DEĞERİNİ BELİRLEYEN ÜRETİMDİR”. Devlet olarak ne zaman ki her alanda üretime yönelik politikalar üretiriz, ne zaman ki üreten sanayiciyi, çiftçiyi destekleriz; işte o zaman ekonomide reel anlamda iyileşmeler olur. 
İnegöl’ümüz şimdi bir kış sezonuna giriş yapacak. Özellikle son 5 yıldır her kış dönemi bir öncekini aratır oldu. Bu kış dönemi için ise söylenenler ve şimdiden kendini gösteren göstergelere baktığımızda çok ciddi sıkıntının bizleri beklediğini görüyoruz. Sadece mobilya değil, tekstil üretimi ve ihracatında ve özellikle tarımda da İnegöl kan kaybetmektedir.
Tüm bu sıkıntılarla birlikte yapılacak MTV zammı ile ilgili Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih GÖKÇEK’in sosyal medya üzerinden yapmış olduğu açıklama ise tam bir fecaattir. Kendisi vatandaşa “yemenizden, içmenizden, gezmenizden, sigaranızdan kısın” demiş, “Ülke bütünlüğü” ‘nün bozulmaması için bunları yapın diye ifade ederek bu zammın büyütülmemesi gerektiğini söylemiştir.
Vatandaştan fedakarlık yapmasını bekleyen Gökçek, daha geçtiğimiz yaz başkanı olduğu Ankara'da büyük bir festival yapmış, 22 yıldız sanatçıya konser verdirmiş ve su gibi para harcamıştı. Festivale katılan onlarca sanatçıya belediyenin kasasından fahiş ücretler ödeyen Gökçek, bu paraların da vatandaştan alınan vergilerle toplandığını unutmuş görünüyor. Vatandaşın kıt kanaat geçindiği ülkemizde her bir sanatçıya bir gecede milyonlarca para ödenmesi, toplum tarafından kabul görmemesi gerekir. Peki bu festival meselesi bize yabancı mı? Hayır. Bu Ankara’da da böyledir, İnegöl’de de böyle. Mevcut zihniyet “Padişahım çok yaşa” anlayışı ile hareket ettiğinden İnegöl gibi bir yerde de Melih Gökçek zihniyetli birinin çıkarak “Yapılacak MTV zammı herkesi bisiklet sürmeye teşvik ederek İnegöl trafiğine olumlu katkı sunacaktır” dese şaşırmış olmayacağız. 
Onun için hem bu MTV zammı ile ilgili, hem özelleştirme adı altında yapılan varlık satışları ile ilgili hükümetten olsun, muhalefetten olsun, artık vicdan sahibi olanların “Durun bir dakika” demesi gerekmez mi? Her gün daha da açmaza girdiğimiz şu yolda birisinin çıkıp “durun kalabalıklar bu yol çıkmaz sokak” demesi gerekmez mi? Ya da bu gerçeği senelerdir bağıra bağıra hiç usanmadan dile getiren, “arkadaş işler iyi gitmiyor” dediği zaman yerden yere vurulanların, vatan haini ilan edilenlerin artık iktidar nezdinde olmasa da halk nezdinde desteklenmesi gerekmez mi? 
Sonuç olarak seçim halkımızındır. Ya “durun! çıkmaz sokak” diyeceğiz, ya da “Göklerden gelen bir karar vardır. Vardır elbet bir bildikleri” deyip festivallerle coşmaya devam edeceğiz…
Editör: Süper Kanal TV