Sanayi ve ticaret erbabı güçlü olursa şehir güçlü olur, ülke de güçlü olur. Bunun yolu da üretim, pazarlama ve satıştan geçer.

Katma değeri yüksek ürünlerde üretmemiz lazım. Tarım ürünlerini de kesinlikle ihmal etmememiz lazım. Tabi ki hayvancılığı da bir kenara atamayız tam tersi ciddi anlamda geliştirmeliyiz.

Her bölgenin verimli olduğu alanlarda gerekli desteklerle daha çok üretim yapmamız lazım.

Güçlü olmak için refah düzeyini yükseltmek, işsizliği gidermek, göçü önlemek için planlar ve çalışmalar yapmak lazım.

Her kurum kendine göre ilgili bakanlıklar ve bağlı olduğu il müdürlükleriyle acil eylem planları üretmeli ve uygulamaya geçirmelidir.

Mesela Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürlükleri mutlaka gerçek anlamda sahaya inmeli ve uygulanabilir projeler üretmeli ve üreticilere gerekli bilgi ve birikim destekleri verilmeli. Butik projeler ve mega projeler yapmalı.

Destek ve teşvik sistemi yeniden ele alınmalı ve sonuç ilişkisine bağlanmalı.

Mesela İl Kültür ve Turizm müdürlükleri 'turizmi nasıl canlandırırız' derdine düşmeli 81 il için ayrı ayrı projeler üretilip paydaşları ile uygulanabilir hale getirilmeli...

Kısacası her il müdürlüğü olağan değil olağan üstü çalışmalar içine girmeli ve başarıya göre ödüllendirilmeli.

Başarısız olanlar başarılı olabilecek görevlere getirilmeli.

Her sektör ve kurumda güzel çalışmalar yapılıyor ve yapılmaya da devam ediliyor.

Ancak yeterli olmadığını hepimizin de malumu.

Bu güzel işlerden biride Ekonomi Bakanlığı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin işbirliğiyle dünyanın farklı yerlerinde açılmaya başlayan Türk Ticaret Merkezleridir.

Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) üyelerinin de içinde bulunduğu 14 firmanın New York’un iş kalbi Manhattan'da çalışmaya başlamış olması sevindirici ve umut verici bir gelişmedir.

O bölgeyi daha önce gidip görme şansım olmuştu.

Tahran, Dubai ve Chicago'nun ardından Amerika’da hayata geçen projenin devam edeceğini de yetkililer söylüyor.

İhracat yapıyoruz elbette ancak daha çok yapmamız gerekiyor.

Bunun yolu da üretmekten geçiyor. Üretimden sonraki aşama da farklı pazarlara yönelmek.

Bunun için hem yurt içinde özellikle de yurt dışında açılacak Türk Ticaret merkezleri büyük önem taşıyor.

Önemli fuarlarda hem katılımcı hem de ziyaretçi olarak gitmeliyiz. Bu kondu Bursa Ticaret ve Sanayi Odası güzel öncülük yapıyor. Çalışma yöntemi biraz daha geliştirebilir ve Türkiye'ye iyi bir model olarak uygulanabilir.

Bir önemli proje de yurt dışında kurulacak tamamen Türk ürünlerinden oluşan Türk AVM'ler yapılabilir. Bu proje ile dünya pazarlarında söz sahibi olabiliriz. Rekabet edecek gücümüz ve ürünümüz var. Çok güzel sonuçlar alınacağını düşünüyorum…

Buna benzer projeleri ticaret ve sanayi odaları ya da ilgili oda ve kurumlar ile daha hızlı ve verimli yol alabiliriz. Güçlü odaların gücüyle güçlü üyeler ortaya çıkarabiliriz.

"Bir elin nesi var, iki elin sesi var" Atalarımız ne güzel söylemiş. Firmanın ya da insanın gücü sınırlı olabilir.

Tek başına başaramayacağın bir projeyi ama oda destekleri ama devlet destekleri ile çok rahat başarma ve sonuca ulaşma şansı ve imkânı olabilir.

Güçleri birleştirerek başaramayacağımız bir şey yok…

Yeter ki isteyelim.

Yeter ki iyi niyetli olalım.

Yeter ki samimi olalım.