Ey insanlar! Kadınların haklarına riayet etmenizi ve bu hususta ALLAH Teâlâ’dan korkmanızı tavsiye ederim. Çünkü onlar, emriniz altındadır. Sizin üzerinizde kadınlarınızın ve kadınlarınız üzerinde de sizin karşılıklı haklarınız vardır. Kadınlarınızın üzerinde olan sizin haklarınız şunlardır: Kadınlarınızın: Aile yatağına sizden başka hiçbir kimseyi ayak bastırmamaları, izniniz olmadan sevmediğiniz hiçbir kimseyi evlerinize almamaları, fuhuş ve rezalette bulunmamalarıdır. Şayet kadınlar bu yasaklananlardan birini yaparlarsa, ALLAH Teâlâ, siz erkeklere kadınları hafif bir şekilde dövmenize, onları yataklarında yalnız bırakmanıza ve evlenmelerine mani olmanıza izin vermiştir. Şayet kadınlar bu fena hallerinden vazgeçer size itaatte bulunurlarsa, üzerinizde onların hakkı şudur: Kadınlarınızın rızkını ve mutad olan giyim eşyasını temin etmektir. 
Kadınlar sizin yanınızda yardımcılardır. Bir şeye malik değillerdir. Siz kadınları ALLAH Teâlâ’nın emaneti olarak aldınız. Onları ALLAH Teâlâ’nın emriyle kendilerinize hanım edindiniz. Kadınlar hakkında ALLAH Teâlâ’dan korkun, onlara karşı merhametli davranın, hayrı tavsiye edin. Hiçbir kadın erkeğinin izni olmaksızın evinden birşey harcayamaz. Ashaptan bazıları yemek de mi veremez? deyince, Resûlullah (S.A.V.) efendimiz şöyle buyurdu: Yemek insanların en değerli malıdır. 
Ey insanlar! Mü’minler ancak kardeştir. Bir Müslümana, Müslüman kardeşinin malından hiçbir şey helal değildir. Ancak isteyerek verdiği helâldir. Haksızlık da yapmayın. Haksızlığa da boyun eğmeyin.
Ey ashabım! Nefsinize de zulmetmeyiniz. Nefsinizin de üzerinizde hakkı vardır. 
Ey ashabım! Benden sonra kâfirler gibi olmayın. Birbirinizin boynunu vurmayın. Ben sizlere ALLAH Teâlâ’nın kitabını ve Peygamberinin sünnetini bıraktım. Onlara sarıldığınız müddetçe asla doğru yoldan şaşmayacaksınız. 
Ey İnsanlar! Rabbiniz birdir. Hepiniz Hz.Âdem (A.S.)ın çocuklarısınız. Hz. Âdem (A.S.) ise topraktandır. ALLAH Teâlâ katında en hayırlı ve kıymetli olanınız en çok takva sahibi olanınızdır. Şüphesiz ki ALLAH Teâlâ çok iyi bilen ve her şeyden haberdar olandır. İyi bilin ki, arabın arab olmayana; arab olmayanın arap olana, sarı ırktan olanların zencilere, zencilerin de sarı ırktan olanlara üstünlüğü ancak takva iledir. 
Ey insanlar! ALLAH Teâlâ’dan korkun, halife olarak başınıza burnu, kulağı kesik bir köle dahi seçilmiş olsa, ALLAH Teâlâ’nın kitabıyla hükmettiği müddetçe onu dinleyin ve ona itaat edin.
Ey insanlar! ALLAH Teâlâ’dan korkun beş vakit namazınızı kılın, Ramazan ayındaki oruçlarınızı tutun, mallarınızın zekâtını verin, amirlerinize itaat edin ki, Rabbinizin cennetine giresiniz.
Ey insanlar! Ben hepinizden önce Kevser Havzına varacağım. Sizin çokluğunuzla diğer ümmetlere karşı iftihar edeceğim. Benim yüzümü karartmayın. Ben birtakım insanları kurtaracağım. Bir takımları da benim kendilerini kurtarmamı isteyecekler. Ben Ya Rab! Bunlar benim ashabım, ashabcıklarım diyeceğim. ALLAH Teâlâ da: “Senden sonra, onların neler yaptığını, sen bilmezsin.” buyuracak.
Ey insanlar! Cenab-ı Hak, her hak sahibine hakkını vermiştir. Her varisin, miras malından olan nasibini beyan etmiştir. Artık varise vasiyyet etmek caiz değildir. Varisin dışında olanlara vasiyyet ise, miras malının sadece üçte bir miktarına kadar caizdir. Çocuk kimin döşeğinde doğmuş ise ona aittir. Zina eden için mahrumiyet vardır. Bunların hesapları ise ALLAH Teâlâ’ya aittir. Babasından başkasını baba edinen veya efendisinden başkasını efendi edinene; ALLAH Teâlâ, melekler ve bütün insanlar lanet ederler. Böyle bir kişiden ne mal, ne de can fedakârlığı kabul edilir. 
Ey insanlar! Aşırı gitmekten sakının. Geçmiş ümmetlerin mahvolmalarının sebebi: Dinde aşırı gitmeleriydi.
Ey insanlar! Yarın beni sizden soracaklar. Ne diyeceksiniz? Risale-timi tebliğ ettim mi? İlahi vazifemi yaptım mı? Bütün Ashab-ı Kiram:
- Evet, yemin ederiz, ALLAH Teâlâ’nın risaletini tebliğ ettin, vazifeni yaptın. Bize vasiyyet ve nasihatte bulundun. Böylece şehadette bulunuruz, dediler. Bunun üzerine Resûl-i Ekrem (S.A.V.) Efendimiz mübarek şehadet parmağını göğe kaldırarak, sonra da cemaat üzerine çevirip indirerek:
“Şahit ol Ya Rab! Şahit ol Ya Rab! Şahit ol Ya Rab!” buyurdu.