Bir kimse bir koyun satın alıp onu kurban etse sonra onda, onu kurban olmaktan çıkarmayacak fakat kıymetini düşürecek bir ayıp bulsa, bu kimsenin, o düşen miktarı almak için satıcıya başvurması caizdir.

Bir kimse adına kurban kesilmesini vasiyet etse ve hiçbir şey belirlemese bu caizdir. Ancak bu vasiyet koyunla yerine getirilir.

Bir kimse bir koyun satın alsa sonra bu koyun bayram günlerinde ölse ve ondan bir yavru çıksa, “İstihsânen” yavruyu tasadduk eder.

Bir kimse kurban için iki koyun satın alsa, onlardan biri kaybolsa ve diğerini kurban etse sonra bayram günleri içerisinde kaybolan koyunu bulsa, üzerine hiçbir şey vacib değildir.  Bu koyunun, kurban ettiği koyundan daha değerli olması bir şey değiştirmez. “Muhît” isimli eserde de böyledir. Bir kimse birini, kendisine kurban için siyah bir sığır satın almaya vekil etse, vekil, siyah bir sığır değil de siyahlı beyazlı alaca bir sığır satın alsa, vekalet verenin bu sığırı kabul etmesi gereklidir.

AYKIRI DAVRANMIŞTIR

Bir kimse birini, kendisine boynuzlu bir koç satın almaya vekil etse, vekil, boynuzsuz bir koyun satın alsa, vekalet sahibinin bunu kabul etmesi gerekmez. Çünkü boynuzsuz koyun, insanların kurbanlık olarak rağbet ettiği şeylerden değildir. Bu sebeple vekil, emrolunduğu şeye aykırı davranmıştır. 

seniy ve müsinne

Bir kimse birini sığırdan “Seniy” (iki yaşını bitirmiş üç yaşına basmış) satın almaya vekil etse ve bu sığır için bir para konuşmasa, vekil ise, “Müsinne” (yaşlı bir hayvan) satın alsa bu, iki vecih üzeredir: 

Eğer “Seniy”, “Müsinne”nin satın alındığı miktardan daha azına satın alınıyorsa, vekalet verenin kabul etmesi lazım gelmez. Eğer “Müsinne” ile “Seniy” aynı paraya satın alınıyorlarsa, vekalet sahibinin kabul etmesi gerekir. 

Bir kimsenin, borcunu ikrar eden zengin bir kimsede peşin veya vâdeli alacağı olsa, elinde kurban satın alacak miktar parası olmasa, borç alıp kurban kesmesi gerekmez.

KOYUNUN KIYMETİ FAZLADIR

Bir kimse birini kurban için satın almaya vekil etse, vekil, bir koyun satın alsa ve koyunu yerine ulaştırmak üzere bir insanı bir dirheme kiralasa, vekalet sahibinin bu kira bedelini kabullenmesi gerekmez. 

“Zahîriyye” isimli eserde de böyledir.

Bir kimse: “Allâh için bir koyunu hedy etmem (haremde kesilmek üzere Mekke’ye yollamak) üzerime hak olsun” dese, sığır veya deve hedy etse caiz olur. 

Ya da: “Allâh için bir koyunu kurban etmem üzerime hak olsun” dese, sığır veya deve kurban etse caiz olur.

Bir adam 90 dirhem değerinde olan bir koyun kesse, başka bir adam 70 dirhem kıymetinde bir sığır kurban etse, bir başka adam da 100 dirhem tasadduk etse, koyun sahibinin kurbanı sığır sahibinin kurbanından üstündür. 

Çünkü koyunun kıymeti daha fazladır. Sığır kurban edenin sevabı ise, 100 dirhemi tasadduk edenden daha çoktur. 

KOYUN VE KEÇİYİ KAPSAR

Fakir bir kimse bayram günlerinde kurban için bir koyun satın alsa ve onu kurban etse, sonra bayram günlerinde zengin olsa, Şeyh Fakih Ebû Muhammed el-Haremeynî (Rahimehullâh)a göre; kurbanı iade etmesi gerekir. 

Onun dışındaki muteahhir âlimlere göre ise iade etmez. 

Biz bu görüşle amel ederiz. Bir kimse birini kurban için küçükbaş bir hayvan satın almaya vekil etse, bu koyun ve keçiyi kapsar.

Bir insanı kendisine koyun satın almaya vekil etse, o da keçi satın alsa veya aksi olsa yani keçi satın almaya vekil edilen kişi koyun satın alsa, vekalet sahibine bunları kabullenmek lazım gelmez. “Muhît” isimli eserde de böyledir.

KURBAN VASİYETİ

Bir kimse adına kurban kesilmesini vasiyet etse ve hiçbir şey belirlemese bu caizdir. Ancak bu vasiyet koyunla yerine getirilir. Aynı şekilde bir adama, kendisi adına kurban kesmeyi emretse ve hiçbir şey söylemese bu da caizdir. 

Bir kimse malının tamamıyla bir sığır satın alınıp kendi adına kurban edilmesini vasiyet etse ve ölse, varisler bunu onaylamasa, bu vasiyet, ölenin geriye bıraktığı malın üçte birinden geçerli olur. Malın 1/3’ten bir koyun satın alınır ve onun adına kurban edilir.

Bir kimse malından 20 dirhemle bir koyun satın alınıp kendi adına kurban edilmesini vasiyet etse ve ölse, 1/3’ü de 20 dirhemden az olsa, bizim mezhebimize göre; üçte bir sınırı ne kadara ulaşıyorsa o kadara onun adına kurban kesilir. “Zahîre” isimli eserde de böyledir.

TAMAMINA ORTAK ETMEK

Bir kimse “Şu 20 dirhem” diye belirlediği paralarla kendisi için bir koyun satın alınmasını ve ölürse adına kurban edilmesini vasiyet etse sonra da ölse ve dirhemlerden bir dirhem kaybolsa, Ebû Hanîfe (Rahimehullâh)a göre kalan parayla onun adına kurban kesilmez. 

Diğer iki imamımız Ebû Yûsuf ve Muhammed (Rahimehümellâh)a göre kalan para ile adına kurban kesilir. 

Bir adam bir sığır satın alsa ve “Ey falancı seni sığırın 2/3’üne ortak ettim” dese, o kişi ineğin 2/3’üne sahip olur. Şayet “Seni tamamına ortak ettim” derse sığırın yarısı ona ait olur. Çünkü ineğin tamamını ona verecek olsa kendisi ortak olamaz. Eğer “Onun için bir nasip, bir pay ayırdım” derse, bu batıldır, dolayısıyla bu söz hiçbir şey ifade etmez. 

KIYMETİ DÜŞÜRECEK AYIP

Ebû Hanîfe (Rahimehullâh)a göre “Senin için bir pay kıldım” sözüyle, o kişi 1/6 hisseye ortak olur. Çünkü İmâm-ı Âzam (Rahimehullâh)a göre “Pay”, “Kitâbu’l-Vasâyâ”da maruf olduğu üzere; 1/6’dır. Fakat bu 1/6’dan azına da ihtimalli olduğundan, boşa gitmesi daha uygundur. 

Bir kimse on dinara bir sığır satın alsa, sonra bir adama “2 dinara seni ortak yaptım” dese, o da kabul etse, ineğin 1/5’i ona ait olur. Bir kimse bir koyun satın alıp onu kurban etse sonra onda, onu kurban olmaktan çıkarmayacak fakat kıymetini düşürecek bir ayıp bulsa, bu kimsenin, o düşen miktarı almak için satıcıya başvurması caizdir. 

Bu durumda aldığı parayı tasadduk etmesi vacib değildir. Çünkü bu şekilde ayıplı bir koyunu kurban etmek caizdir. 

O halde bunun ötesinde bir şey olmaz. Şayet satıcı, “Kesilmiş halde bu koyunu geri alıyorum” derse onun böyle yapması caizdir. Koyunu bu şekilde alır ve müşteriye verdiği parayı iade ederse, müşterinin, ayıp miktarı dışında kalan parayı tasadduk etmesi vacibtir. 

KURBANIN GASP EDİLMESİ

Bir kimse boğazlanmış bir kurbanı gasp etse, onun kıymetini öder. Çünkü o, başkasının mülkü altındaki bir mal olup, sahibinden izinsiz alınmıştır. 

Kurban kesen onun kıymetini aldığı zaman, onu tasadduk eder. Çünkü koyunun kıymetini gasp edene ödettirince, gasp eden, koyunu kesen tarafından almış olur. Sanki kurban kesen, kestiği koyunu ona satmış olur. 

Ona satmış olunca da kıymetini tasadduk etmesi lazım gelir.

Bir kimse bir koyun satın alsa sonra bu koyun bayram günlerinde ölse ve ondan bir yavru çıksa, “İstihsânen” yavruyu tasadduk eder. Kerderî (Rahimehullâh)ın “Vecîz” isimli eserinde de böyledir.

Bir kimse kurbanlığı muayyen külçe gümüş ile satın alsa ve onu kurban etse sonra koyunu satan, kendisinde bulunan bir ayıp sebebiyle külçe gümüşü, koyunu satın alana geri verse ve boğazlanmış vaziyetteki koyununu geri alsa, müşteri parayı (külçe gümüşü) tasadduk eder ve kurbanı caiz olur. 

SADAKA VERMESİ GEREKMEZ

İki kişi koç verip koyun olarak aralarında alış-veriş yapsalar, koçu satın alan, onun kıymetini 1/10 noksanlaştıracak olan bir ayıp bulsa, dilerse kesilmiş haldeki koyunun 1/10’unu isteyip geri alır ve onu sadaka olarak vermesi gerekmez. Diğeri (koç verip koyun alan) ise verdiği etin (1/10’un) kıymetini öder. Dilerse (koça karşılık vermiş olduğu) koyunun diri haldeki kıymetinin 1/10’u alır ve sadaka vermesi gerekmez.

 Koçu satan, kesilmiş haldeki koçu geri almaya razı olursa, diğeri, dilerse koyunun kıymetini ona (koçu satana) ödettirir. Ve şayet ayıp varsa ayıbın kıymeti dışında kalanı tasadduk eder. Dilerse kesilmiş haldeki koyunu alır ve onu tasadduk etmez. 

ALACAĞI OLANA ZEKAT VERİLMESİ

Ali ibni Ahmed (Rahimehullâh)a: “Borcunu ikrar eden müflis (iflas etmiş) bir adamda alacağı olana zekat verilmesi helal olur mu?” diye sorulduğunda, “Hayır” demiştir. “Peki kurban kesmesi vacib midir?” dendiğinde ise, “Alacağı ona ulaşmadıkça gerekmez” demiştir. 

Bir kimsenin, borcunu ikrar eden zengin bir kimsede peşin veya vâdeli alacağı olsa, elinde kurban satın alacak miktar parası olmasa, borç alıp kurban kesmesi gerekmez. 

Alacağı eline ulaştığı zaman kurban kıymeti miktarı tasadduk etmesi de gerekmez. 

Fakat vereceğine dair zann-ı galibi olursa, alacaklı olduğu kişiden bir kurban parasını istemesi gerekir. 

Bir kimsenin yanında değil de, ortağında veya mudaribinde (parasını çalıştıran kişide) çok malı olsa, yanında ise kurban nisabı değerinde altın veya gümüş yahut ev eşyası bulunsa, kurban kesmesi gerekir. “Kınye” isimli eserde de böyledir. 

3’Ü SATILIR, 4 TANE ALINIR

“Mecmûu’n-nevâzil” isimli eserde zikredildiğine göre: 

Dört kişiden her biri, rengi ve vasıfları bir olan birer koyun alsalar ve onları bir odaya koysalar, sabahladıklarında onlardan birini ölü bulsalar ve ölenin dört kişiden hangisine ait olduğu bilinmese, kalan üç koyunun üçü de satılır, parasıyla her birine bir koyun düşmek üzere dört koyun alınır. 

Sonra kurbanlarının caiz olması için, her biri arkadaşına, dört koyundan her birini kesmeye vekalet ve helallik verir. “Muhît”de de böyledir.