A Haber Diplomasi programında (27 Eylül 2915, 15.00/17.00) arasında söylediğim gibi Suriye politikasında ideolojik anlamda Rusya ile ABD’nin bakış açısında bir farklılık bulunmuyor. Stratejik çıkar anlamında elbette farklılıklar var. Lakin en azından ideolojik zeminde bir farklılık bulunmuyor. Bu ortak ideoloji, İsrail yandaşlığı ve Sünni karşıtlığı üzerine kurulu. Amerikalılar fiiliyatta aynısını yapsalar da Ruslar gibi doğrudan Sünnilere karşı olduklarını söylemiyorlar. Daha ketumlar. Fakat fiiliyatta İsrail ve Şiiler gibi bölgedeki azınlıkları yeğlerler. Sünnilere karşı Demirel taktiğini uygularlar. Demirel 70’li yıllarda mitinglerde destekçisi hacı amcalar karşısında veya dindar kitleler karşısında hatta gözlerinin içine bakarak ‘İslami hukuk ve idare düzenine karşıyım’ demek yerine ‘teokratik düzene karşıyım’ diyordu. Hacı amcalar da bu sözlerin kendilerine değil de başkalarına söylendiğini zannediyorlardı. 28 Şubat sürecinde bunu alenileştirdi ve başörtülüler Hicaz’a gitseler ne olur ve 250 ayeti tayyetsek, meriyetten ve yürürlükten kaldırsak ve pasif hale getirsek ne olur minvalinde ve mealinde sözler söylemeye başlamıştır. Amerikalılar Lavrov gibi Suriye’de doğrudan Sünni bir idareye karşı olduklarını söylemiyorlar. Bunu Demirel tarzı dolambaçlı yollarla ifade ediyorlar. BM Genel Kurul toplantıları sırasında Lavrov ile Kerry  bir araya geldiler. Bir araya gelmeden evvel basının önüne çıkan Amerikan Dışişleri Bakanı John Kerry ülkesinin gelecekte birleşik, bütünlüğünü muhafaza eden, laik ve istikrarlı yabancı çizmelerin altında bulunmayan (Rusları mı, İranlıları mı yoksa ikisini birden mi kastediyor?) bir Suriye düşlediğini ve umduğunu dile getirmiştir. Burada en dikkat çekici ibare veya ifade laiklik vurgusudur. Anahtar ifade o’dur. Ötekiler teferruattır.

*   *   *

Bu vurgu Erdoğan’ın Esat’lı geçiş dönemi öngören ifadesi gibi gelişigüzel veya araya serpiştirilmiş anlık bir vurgu değildir. Üzerine basa basa söylenmiştir. Nereden çıkartıyoruz? Daha önce de 2015 yılının başlarında, Mayıs ayında (1 Mayıs) Halit Hoca ile buluşmasında John Kerry çaktırmadan böyle bir mesaj vermiştir: Suriye Ulusal Konseyi’nin gelecekte Suriye’nin laik yapısını koruyacağını ummaktayım (The Secretary of State expressed the U.S. hope that the SNC can regain the secular identity of Syria). Bu şu anlama geliyor? Esat gitse bile Esat’ın anlayışı aynen baki kalmalı, sürmeli. Bu 28 Şubat sürecinde veya öncesinde zinde güçlerin Ülkücülerden veya İslamcılardan kendilerine yabancılaşmalarını istemesine benzer. ABD muhaliflerden İslami kimliklerini bir tarafa bırakmasını istiyor! Neden acaba? Zira müstakbel Suriye böylece İsrail karşısında etkisinden arındırılmış olacaktır. Onların asıl amacı da bunu temin etmektir. İslami ideoloji onlara göre İsrail’e hasımdır ve Batı karşıtı bir kimliğe de açıktır. Suriye rejiminin tek övündüğü özü veya söylemi laikliğin bekçisi olduğudur. Nuseyri azınlık rejimi olduklarını gizlerler. Laik olduklarını öne çıkarırlar. Nasıl ki Baas Partisi’ni Truva atı olarak kullanarak, çoğunluğu iğfal ederek azınlık rejimi kurmuşlarsa laiklik vurgusuyla da Batı ve İsrail’i kendilerine karşı nötr/tarafsız hatta hami hale getiriyorlar. Onun dışında İslami kesimlere de işmar ederek, göz kaş işareti yaparak direniş eksenini temsil ettiklerini ileri sürüyorlar. Bunların hepsi kılıf ve kamuflaj! Altında hiçbir gerçek yok.

*   *   *

Velit Muallim en azından birkaç kez üşenmeden Batı’nın atıfetini çekebilmek ve duygu sömürüsünde bulunmak için kendilerinin bölgede laikliğin kalesi olduklarını ifade etmiştir.  Bu durumda Kerry ile Muallim Suriye’nin kimliğine aynı pencereden ve zaviyeden bakıyorlar! Her şey İsrail’i korumak için. Hatırı için. Ancak laik Suriye İsrail’e korunak ve zırh olur.

Peki! İran neyin peşinde? Saddam laik diye onunla 8 yıl savaştılar ve Nuseyri Esat laik diye 5 yıldır devrilmesini engellemeye çalışıyorlar. Bu ne yaman çelişki? Demek ki kuralları ve ilkeleri değil sadece çıkarları var. Ülkeleri böyle paravan ideolojilerle direniş edebiyatıyla yutuyor, işgal ediyorlar. İbrahim Caferi gibi artık Şiiler bile kendilerinden yaka silkiyor (http://arabi21.com/story/861738)!   

Demek ki, Suriye’de binlerce, yüz binlerce can, vatan evladı, insan laiklik ilkesi uğruna acımadan öldürüldü veya düzmece bir laiklik kavramına kurban edildi, gitti. Burada laiklik, azınlık despotizminin ideolojik paravanı, malzemesi, anti İslamcılığın maskesi olarak kullanılıyor.

Bugüne kadar Amerikalıların neden Esat rejiminin yıkılması noktasında ağırdan aldıkları, samimi davranmadıkları da Kerry’nin sözleriyle açıklık kazanmış oluyor.