EN GENÇ PROFESÖRDEN MUTLULUKTA 3A FORMÜLÜ

Öğrencilerin ufkunu açmak ve bilgilendirmek için önemli çalışmalara imza atan Uludağ Üniversitesi İnegöl İşletme Fakültesi tarafından düzenlenen konferanslar sürüyor. İstanbul Ticaret Üniversitesi Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mim Kemal Öke, öğrencilere ve katılımcılara mutlulukta 3A formülünü, mutsuzlukta 4 Y formülünü verdi.

Fakültenin çok amaçlı salonunda düzenlenen konferansa Belediye Başkanı Alinur Aktaş, Başsavcı Osman Köse, İnegöl İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim S. Canbolat, Milli Eğitim Müdürü Fatih Bilican, AK Parti İlçe Başkanı Adem Demirel ve yönetim kurulu üyeleri, öğretim görevlileri ve öğrenciler katıldı.

BU ETKİNLİKLERİN 5. YILINDAYIZ

Konferans öncesi konuşma yapan İnegöl İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim S. Canbolat, “Eski bir tütün fabrikasının onarılarak meydana gelen bu binada eğitim öğretimin yanısıra konferanslar düzenliyoruz. Bu etkinliklerin 5. Yılındayız. Burada eşyanın tabiatına vakıf olma, en azından öğrenme yolunda adımlar atıyoruz. Öğrenme durumunda olan insanın, bu öğrenmeyle kendi varlığını devam ettirmesi yönünde atılan adımlar… Önce kendimizi bilmek sonrasında ise insanlığa karşı davranışımızı belirlemek… Bunu yaparken bir emek oluyor. İlim kolay bir şey değil. Bunun emek kısmı önemli. Eğer böyle bir donanımda olursanız istediğiniz yere gidin; Dışarıda ülkenize karşı olan durumlara karşı birşeyler yapıyorsanız yapın ve geri dönün. Ama şeytani bazı fısıltılarla ülkeyi terk etmek doğru değil. Biz Türkiye´de veya başka bir yerde önemli bir bilgi ve o bilginin davranışa yansıması sonucunda kendimizi ortaya koyabilirsek ne mutlu bize.” Diye konuştu.

EN ÖNEMLİLERİNDEN BİR TANESİ

Belediye Başkanı Alinur Aktaş ise, “Hocamızı 1991 yılında öğrenciyken dinlemiştim. Formundan hiçbir şey kaybetmemiş. Eminim ki bilgilerinden de hiçbir şey kaybetmemiştir. Kendisi tabi; ülkemizde birçok değerli bilim adamı var ama kendisi en önemlilerinden bir tanesi.” Diye konuştu.

SİZ YOKSUNUZ!

“Uluslararası ilişkilerde kültür ve sanat etkisi” konusunda konferans veren, Türkiye´nin en genç profesör unvanına sahip İstanbul Ticaret Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Görevlisi Prof. Dr. Mim Kemal Öke, “21. Yüzyılda ne okursanız okuyun bir şeyin uzmanı olmanız gerektiğini söylüyorlar. Doğrudur ama eksiktir; siz sadece bir şeyi görmeye başladığınız zaman toplumda çok sıkıcı bir insan olursunuz. Yani kendinizle konuşacak insan bulamazsınız. Resmin bütününü göremediğiniz takdirde siz yoksunuz. Beşeri bilimlerde en önemli şeylerden bir tanesi; bütünü görebilmeye çalışmaktır. Son dönemde sizleri telefonla arıyorlar; ben başsavcıyım, ben polisim, ben savcıyım diyerek işletiyorlar sizleri. İstediğiniz kadar bilim sahibi olun. Disiplinler arası çalışmak çok önemli. Yeni bir yaklaşık tarzı var; uygarlıklar çalışmaları. Bizim sosyal bilimlerde en önemli kavram; uygarlaşmak. Uygarlaşmanın neresindeyiz? Ecdadın gelmiş olduğu nokta, ilişkiler açısından baktığımız zaman hakikaten geçmişten çok mu daha iyiyiz? Komünizm gidince hani refah gelecekti? Fay hattı kırıkları var. Suriye´de neler oluyor? Hangi enstantaneyi ele alırsanız alın 21. Yüzyılda çekilen fotoğraf kareleri bize geçmişten çok daha kötü olduğumuzu gösteriyor. Geçmişe nazaran daha katıyız, daha kabayız, daha saldırganız, daha fanatiğiz. Çocuk, kadın istismarları… Bu günkü terör masumlara yönelik. Dünyanın neresinde bir çatışma olursa, bunu istismar etmeyen sapıklar var. Adam öldürmekten hoşlananlar var ve onlara kucak açılıyor.” Dedi.

DÜNYADA ŞİMDİ CİDDİ BİR ŞEKİLDE ANTİ İSLAMİZİM

21. Yüzyılın bence kaygı çağının da ötesine geçmiş, absürt olduğunun altını çizen Öke, “Neredeyse kıyametin bütün alametlerini üzerinde taşıyacak bir çağdayız. Haçlı seferlerinde İslamla savaşıyor, fakat İslamdan nefret etmiyorlardı. Dünyada şimdi ciddi bir şekilde anti islamizim var. İstanbul´daki Ahi Evran caminin Karadenizli imamı Cuma namazına gelen cemaate; ne iyi ettiniz de cumaya geldiniz, diğer namazları hep kaçırıyorsunuz, buralara milyonlarca turist geliyor sizi görüp bir tanesi Müslüman oldu mu? O zaman gelmeyin camiye. Diyor.” Diye konuştu.

MUTSUZ İNSAN ÇOK TEHLİKELİDİR

21. yüzyılda insanların mutsuz olduğuna dikkat çeken Öke, “Sapıklarımız artmış, delilerimiz, saldırganlarımız artmış. İnsanlar mutsuz. Mutsuz insan çok tehlikelidir. Mutsuz isyan eder. Mutsuz insan karanlığa gömülür, insanların arasına çıkmaktan hoşlanmaz. Onun tek koruyucusu vardır; antidepresan ilaçları. Ondan hiçbir iyilik bekleyemezsiniz. Orhan Gencebay batsın bu dünya dediği vakit intihar komandolarını kastetmemişti. Alıyor bombayı üzerine insanların arasına giriyor, intihar ediyor. Mutlu olmamın imkanı yoktur diyerek; mutsuz insanları da beraberinde götürüyor. Korkunç bir şey.” İfadelerini kullandı.

TÜKETİM TOPLUMUNDA EN FAZLA TÜKETİLEN ŞEY İNSANIN TA KENDİSİDİR

Y harflerinden oluşan bir tablonun 21. yüzyıl insanını çok güzel resmettiğini iddia eden Prof. Dr. Öke, “Birincisi yabancılaşma, yozlaşma, yalnızlaşma, yoksunluk, yoksulluk, yıkıcılık… Hepsi 21. yüzyıl insanını ifade ediyor. Tarihin değil insanlığın sorunu. Tüketim toplumunda en fazla tüketilen şey insanın ta kendisidir. Çok enteresan bir şekilde 21. Yüzyılın filozofu  Friedrich Nietzsche; hiççilik. Yıkılış manasında, her şeyi imha ediyor, bu anarşizminde ötesine geçiyor. İnsan her kötülüğü yapabilir. Korkunç bir dönemden geçiyoruz. Bu insanı nasıl kurtarabiliriz. İdealist bir kuşaktan geliyorum. 1980´lerde düşündüğümüz de karşımıza sihirli bir kelime çıktı; sistem. Ecevit´te diyordu; bu düzen değişmeli. Bu düzeni, düzeni değiştirelim. Bunun için devrim yapacaktık, sokaklara çıkacaktık. Sisteme takmışlar. Kaçıncı defa sistem değişti. Bu mutsuzluk hep devam ediyor. Bütün dünyada devam ediyor. kapitalizm, komünizm geldi gitti, herşey geldi gitti; düzen değişmedi. İnsan haklarını sabah akşam tartıştılar. İnsanın insana zulmü… İnsanın haklarından bahsederken insanın ne olduğundan bahsediyor muyuz? İnsan kim? Düşünce özgürlüğü deniyor sabahtan akşama. Peki özgürlük düşüncesi üzerinde duruyor muyuz? Sistemi değiştirmekle olmuyor. İnsanı değiştireceksin. Komünizmin Türkiye´ye gelmemesi için biz çok mücadele verdik. Keşke vermeseydik. Keşke Türkiye´ye gelseymiş. Vallahi dünyada komünizmi de biz bozardık. İnanın komünizmi bir bela olmaktan kurtarırdık. Ben son 15 yıldır insan üzerinde duruyorum. İnsan bozuk olursa sistemi de bozar. Meyhanelerin önünden geçtiğiniz de bir takım filozoflar var. Bir tanesi; ben kimim, ben bu dünyaya niye geldim? Diye sorarlar. Soruyor musunuz? Öbür tarafta Allah sorar, dünyada ne yaptın diye. İnsan dediğiniz bedenden ibarettir. Beden bitti sende bittin. Ekonomiye giriş dersinde; ekonomi, kıt kaynaklar ve sonsuz ihtiyaçlar… Böyle bir şey olabilir mi? Dünyada kıt kaynaklar varmış, yalanın daniskası. Şirke düşüyorsunuz; Allah´ın kurmuş olduğu dünyayı beğenmiyorsunuz. Allah, defolu dünya yarattı demek istiyorsunuz. Maide suresi var… Ben bir tane simit yiyorum, ikicisini yiyemem mesela… Yemeye gayret ederseniz obez olursunuz. Allah insana kanaat diye bir şey vermiştir ve kanaat insanın fıtratındadır. İhtiraslar sonsuz değildir, hepsinin bir sonu vardır. Dünyayı yıkanlar zaten akil adamlar olmuştur. Biz hep akıllılardan çektik. Akıl denen şey, ihtiraslarımızı meşrulaştırmak için kullandığımız bir aygıttan başka bir şey değil. Mevlana diyor ki; sen neyin elbisesi olduğunu bil de ona göre davran. Neyin elbisesiniz? Allah size kendi nefesinden vermiştir.” dedi.

3A FORMÜLÜ

Mutluluğun 3A çetesini veren Öke, “Mutluluğun yolu 3A´dan geçer. Adem olarak kendinizi keşfedeceksiniz, yani insan olarak. Almaktan değil vermekten dolayı mutlu olacaksınız. İkinci A Alemdir. Alemlerle irtibat halinde olacaksınız. 3. A´da Allah´tır. Allah ile irtibatı olmayanın işi çok zor.” Diye konuştu.

Editör: Süper Kanal TV