Uludağ Üniversitesi (UÜ) Uluslar arası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi ve UÜ İnegöl İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim S. Canbolat, son günlerde ülke gündemini meşgul eden bazı Akademisyenlerin imzası ile yayınlanan bildirgeyi değerlendirdi. "Barış için Akademisyenler İnisiyatifi" ve sonrasındaki gelişmeler hakkında ne düşünüyorsunuz?” sorusuna yanıt veren Canbolat, Akademisyenlere “Bu oyuna gelmeyin” uyarısında bulundu. 
SÖZÜNDE BARIŞ OLANLARIN NE YAZIK Kİ ÖZÜNDE BARIŞ PEK YOKTUR

UÜ İnegöl İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. İbrahim S. Canbolat, “Bu konuda ben bir akademisyen olarak kişisel görüş ve tutumumu, o bahsedilen imza açıklamasından sonra twitter üzerinden dile getirmiştim. Özü şu; Eğer bir yerde barış kavramı çokça kullanılıyorsa, bilinmeli ki barışın ruhu zedelenmiştir ve istismar edilmektedir. Yalnızca sözünde barış olanların ne yazık ki özünde barış pek yoktur. Barış çağrısı yapan o bir grup insanın gerçeği ya görmez ya da kabul etmez bir tavırla tek yanlı ve gülünç bir söyleme kendilerini mahkûm ettiklerini söyledim. Çünkü bilim gerçekliğin tek boyuttan değil, bütün yönleriyle incelenmesini zorunlu kılar. O bildiride PKK terörü ve teröristleri hiç anılmıyor, onların kazdıkları hendek ve yöre halkını taciz etme, kovma ve öldürme suçu görmezden geliniyor ama buna karşı ülkenin huzur ve güvenliğini sağlamakla görevli devlet suçlanıyor. Bu sadece haksızlık değil, akıl ve akademik gözlem yeteneğinin iflası anlamına gelir. Burada bilimsel düşünce ve yaklaşım yoktur. Açıkça PKK terör örgütüne bilerek ya da bilmeyerek alet olma durumu söz konusudur. Uludağ Üniversitesi Senatosu bu konuda bir açıklama yaptı, ben de senatonun bir üyesi olarak o açıklamaya katılıyorum. Benim ifade ettiğim eleştiri orada da yer alıyor” dedi.

BİR FİTNE İŞİ GÜNDEMDE

18 yıl önce kullandığı “PKK´ya bölücü örgüt değil, bebek katili demek gerektiğini yazmıştım” ifadesini hatırlatan Canbolat, “Çünkü köy basıp çocuk, kadın demeden öldürüyordu. Şimdi de yapıyor bunu Sur´da, Silopi´de ve diğer yerlerde… Çocukları öldürüyor bu bebek katili. Devlet ise vatandaşın can ve mal  güvenliğini sağlamakla görevli. Bu kadar basit bu, açık ve net. ‘Benim işim PKK ile değil, devletle´ deyip devleti katliamdan sorumlu tutanlar sözde bilmem ne olurlarsa olsunlar, PKK pazarlayıcısı konumundadırlar. Soyut teori yok burada, kanlı canlı insan manzaraları ve davranışlar somut biçimde ortada. Ama başka bir şey var bizim görmemiz gereken. ‘Barış için akademisyen, edebiyatçı, sinemacı, alevi´ bilmem ne diyerek Türkiye´de halkı bölüp ayrıştırmayı amaçlayan bir fitne işi gündemde tanık olduğumuz. Edebiyat; edeb, irfan ve feraset gerektirir. Bunlardan hiçbirini yansıtmayıp PKK´nın çocuk öldürme suçuna taraf olanlara edebiyatçı denilir mi?! Bu fitneye alet olan yarı cahiller kime ne fayda sağlar? Burada insan hakları değil, emperyalist oyun söz konusu. Akıl fikir, sağduyu lazım. Esas akademik ve bilimsel yaklaşım işte bunların fark edilmesiyle ve ona uygun bir duruşla kendini gösterir” diye konuştu.

BU, AKADEMİSYENLİĞE YAKIŞMAZ

Canbolat konuşmasını şöyle sürdürdü; “Bunu sürekli karşı bildiriler yayınlayarak gerçekleştiremeyiz. Bu türden uygulamalar hep karşıtlarını üretir. Bu da ülkede gerçek anlamda barış atmosferine zarar verir. Herkes, her meslek grubu kendi işini hakkaniyete uygun biçimde yerine getirmeli. İnsan hakkı ve barış o zaman yaşatılır gerçekten. İnsan hakkı nedir? Her ne iş yaparsanız yapın, yapılan işin hakkını verme yükümlülüğün bilincinde iseniz, siz insan hakkı örneği ortaya koyuyorsunuz demektir. Gündemdeki barış söylemi maalesef gerçek ile ilgili değil. Devleti suçlu ilan edip terör örgütünün suç ve katliamına hiç değinmeyen bu insanlar ya kötü niyetli, ya da emperyalizm maşası durumuna düşmüşler. Bu, akademisyenliğe yakışmaz.”
Editör: Süper Kanal TV