İnegöl Kent Konsey Kadın meclis Başkanı Mine Atıcı çocuk istismarları ve taciz olaylarıyla ilgili açıklamada bulundu. Atıcı açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

Bir kadın cinayeti ya da çocuk istismarı haberi almadığımız gün neredeyse yok gibi… Artık o kadar doğal bir haber oldu ki ; kendi yolunda doğruca yürürken yanından geçen kendini erkek diye adlandıran bir mahluk tarafından yumruklanan bir genç kızı haberlerin sonunda unutuyor hale geldik. 3 yasında tecavüze uğrayan bir çocuk bile en fazla birkaç hafta insanların gündeminde olacak sonra giderek hafızalardan silinecek. Peki 3 yaşındaki çocuk ne olacak biliyor musunuz? O masum çocuk bizim birkaç hafta sonra unutacağımız bu vahşetin izlerini hayatı boyunca taşıyacak. Fiziksel olarak aldığı yaraları hepimiz duyduk haberlerden, sosyal medyadan. Birde ruhsal boyutunu düşünün lütfen. 3 yaşında sadece 3 yaşında… Düğünde ortalıkta koşturunca bile yorulmuş, büyümesi ve gelişebilmesi için uyutulacak fiziksel narinlikte. Uykuda birden bir vahşetin ortasında kalıyor , çaresiz, o an kimsesiz, savunmasız kendisine ne ve neden yapıldığını anlayamadığı ne zaman biteceğini bilmediği ,sonraki hamlenin ne olduğunu kestirip kendisini koruyama bile çalışamayacağı bir işkencenin göbeğinde. Bu çocuğun yaşadığı iğrençliğin fiziksel izlerini silmek belki aylar sürer ancak ruhsal izleri en iyimser en doğru ruhsal tedavilerle bile yıllarını alacak. Normal çocukların büyüme eğrileri düşünülürken bu yavrunun yaralarının ne kadar sarıldığı hesap edilecek. Yukarıda en genel en basit hali ile anlattığımız, ama okuyan herkesin zihninde canlandığında bile insanın kanını donduran, midesini bulandıran, düşüncesi bile canını yakan bir vahşeti yapan, cani sadece hapis yatacak, sadece özgürlüğü elinden alınacak. Bu hiçte adil değil. 20 yıl bile içeride kalsa yaptığı yanına kar kalmış olacak. Bu kadar da kalsa iyi, kendisi gibi sapık insanlara örnek olacak, bu tür vahşetlerin daha da şiddetlenerek artmasına neden olacak.


Bir baba boşanmak isteyen eşini cezalandırmak için çocuklarını öldürüyor ve intihar ediyor. Ölenin abisi olayın sorumlusunu boşanmak istediği için eşi görüyor. Hangi normal insan hangi sebeple çocuklarını öldürür diye düşünmüyor. Bu zihniyetteki birinin kendisinin de eşi boşanmak isterse çocuklarını ya da karısını öldürmeyeceğini kim garanti edebilir.

Bir erkeğin karısına yaptığı eziyetten, bir mahlukun 3 yaşında çocuğa, bir babanın 4,5 yaşındaki öz çocuğuna, bir dedenin torununa yaptığı cinsel işkenceden, teklifini kabul etmedi diye genç kızın öldürülmesinden ya da maruz kaldığı fiziksel şiddetten, küçük yaştaki erkek çocukların maruz kaldığı cinsel istismardan, bir ninenin evinin soyulması bir tarafa torunu yaşındaki hırsızın tecavüzüne uğramasından, evine giderken kadınların kızların uğradığı saldırılardan, tacizlerden, tecavüzlerden tüm Türkiye hepimiz sorumluyuz. Bu nedenle taşın altına herkesin elini koyması gerekir. En büyük özelliği ‘Emin ‘ olan bir peygamberin ümmetinin de emin olması gerekmez mi? Bir dönem ‘barış ve güvenin’ adresi olan Anadolu toprakları, hayatın her alanında bu değerlerin teminatı olmaya devam etmelidir.
Çözüm yollarının en önemlisi eğitim. Böyle ciddi bir sorun ancak eğitimle çözülür. Uzun vadeli ama gerçek ve kalıcı çözüm. Toplumda yaşamanın kuralları olduğunu bilmeli çocuklar. Bu kuralların en önemlilerden birisinin başkasına saygı olduğu, ahlaki değerlerin yaşamla eşdeğer olduğu başta ebeveynlerinin yaşamlarında görmeli çocuk. Hiçbir çocuk aşırı şımartılmamalı, kuralsızlığın adı özgürlük sanılmamalı. Hayatların cinsiyetlere göre şekillenmeyeceği, insan olmanın en önemli erdem olduğu öğretilmeli çocuklara. Erkek çocuklarına yüreklerindeki sevginin, saygının, vicdanın, mertliğin, namusun, fiziksel güçlerinden büyük olması gerektiği öğretilmeli. Edebin eşinin, kardeşinin ,kızının hayatını kısıtlayarak sağlanamayacağını, asıl edebin kimsenin karısına kızına yan gözle bakmamak olduğunu bilmeli mesela. Kız çocukları mutlaka okutulmalı. Okumalı ki, evliliğin bir erkeğe bağımlılık değil eşlerin birbirine bağlılığı olduğunu bilmeli, dayak yediğinde tehdit edildiğinde çaresizlikten katlanmalıyım diye düşünmemeli. Okumalı ki, kendi çocuklarını doğru yetişmesine vesile olmalı.

Çözüm yolunun diğer kolu ise caydırıcı cezalar . Yasa yapıcılar gerçekten caydırıcı cezalar getirmeli ve cezalar halkın gözünün önünde uygulanmalı . Böylece aklından geçirdiğinde bile o görüntüler gözünün önüne gelip ürpermeli , vazgeçmeli.

Bizler başta anneler, kadınlar ve hayatın her alanında görev yapan içinde merhamet ve adalet duygusu bulunduran mert insanlar olarak bu topraklarda cinayet, tecavüz ve cinsel istismar gibi aşağılık haberler duymak istemiyoruz. Hadi artık hep beraber bu iğrenç olaylara her bir koldan dur diyelim. Herkes elinden geleni yapsın ve toplumumuzu bu pisliklerden temizleyelim.