“Darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz”

            Geçtiğimiz hafta eğitim sektörü için ortaya koyulan görüşlerde, özel öğretim kurumlarının açılmasına yönelik sınırlamalar getirilmesi konusunda fikirler ortaya atıldı. Özellikle son dönemde özel öğretim kurslarının kapanması muammasına dayalı olarak bir çok eğitim girişimcisi bu konuya önlem amaçlı olarak butik boyutta veya eğitim kampüsü şeklinde okul yatırımlarında bulunmuştur. Kurumsallaşmasını  sağlayamayan, öğretmen kadrosu boyutunda hizmet içi eğitim ve seçicilikten uzaklaşmış, sistemi iyi özümseyemeyen liyakat sahibi olmayan kişileri yönetici olarak atayan bir çok kurumun öğrenci doluluk oranlarında geride kaldığını görmekteyiz.

            Milli Eğitim Bakanlığı ve ona bağlı kuruluşların, okul ruhsatnamesi verirken dikkat etmesi gereken unsurların sistematik olarak düzenlenmesinde güncellemeler yapması gerekmektedir. Aksi taktirde milyonluk yatırımların atıl kapasitede olduğunu, okulların eğitim ve öğretimin sürekliliği konusunda sorunlar yaşadığını, çalışan personel ve öğretmenlere maaş ödeme zorluğunun, öğrenci ve velilerde motivasyon ve kaygı bozukluğunun oluşmasını sağlayacaktır. Özel öğretim kurslarının geleceği ile ilgili belirsizlik bilmecesi bakanlık tarafından çözülemediği ve net açıklama yapılmadığı süre zarfında bu durum fazlasıyla devam edecektir.

            Türkiye’de eğitim verilerine göz atıldığında ilkokul son sınıf öğrencilerinin %40’nın  Türkçe’de okuduğunu anlamaması ayrıca matematikte akıl yürütme konusunda zorlanması büyük bir sorunu beraberinde getirmektedir. Ödevlerin başarıyı arttırdığı konusu ile ilgili görüşü son günlerde takip etmekteyim. Bunun üzerine ilgili olanlara şu soruyu sormak lazım. Ödev konusu Google üzerinden taranarak anne veya baba tarafından kes kopyala yapıştır şekliyle düzenlenip hazır bir kapakla sunulan ve öğrenci tarafından bir kez okunmayan, irdelenmeyen bir çalışmanın mı? Başarıyı arttırdığından bahsedeceğiz. Bu sorulara mantıklı bir cevap ve çözüm yolunu geliştirdiğimizde başarı boyutunu o zaman konuşabiliriz.

            YKS ve LGS  sınav uygulamalarının sonuçları istatistik olarak çıkarıldığında fen bilimleri alanında yapılan net sayılarında ciddi düşüşler olduğunu rakamlarla görmekteyiz. Deneysellikten uzak araştırma ve geliştirme konusunu ezbercilik yönünde kurgulanmış sistemde fen bilimlerinden olumlu sonuç alabilme imkanınız yoktur.

            Ayrıca piyasada kurumsallığını tamamlamamış, eğitim kadrosunun tecrübesi ve birikimi konusunda sıkıntı yaşayan, okul görünümlü özünde dershanecilik ve kurs sistemini uygulamaya çalışan eğitim merkezlerinin başarıya ulaşması zor olarak gözükmektedir. Ayrıca müfredatta bir çok sosyal ve kültürel ağırlıklı derslerin gözükmesine rağmen bunların sadece kağıt üzerinde kalması gençlerin ve çocukların beşeri olarak gelişmesini negatif olarak etkilemektedir.

            Bu koşullar altında 2019-2020 eğitim ve öğretim döneminde kurumsallaşmayı sağlayamayan, arada kalan, belirsizlik ve düzensizlik içerisinde olan bir çok kurumun piyasadan silineceğini, ülkenin ekonomik tablosu içerisinde de finansal açıdan zorluklar yaşayacağını düşünmekteyim.