MHP Genel Sekreteri ve Bursa 1. Bölge 1. Sıra Adayı İsmet Büyükataman, İnegöl teşkilatını ziyaret etti. Büyükataman'ı İnegöl İlçe Başkanı Uğur Bayram ve yönetim kurulu üyeleri karşıladı.
Burada bir basın açıklaması yapan Büyükataman, "Bildiğiniz üzere 6 Şubat 2023'te Asrın en büyük felaketi ile sarsıldık, Büyük yıkımlara ve kayıplara uğradık. Yaşadığımız Depremlerin üzerinden neredeyse 3 ay geçmesine rağmen acılarımız hala tazeliğini korumaktadır. Depremden etkilenen vatandaşlarımız ve onların acıları her zaman yüreğimizin bir köşesinde kalacak ve asla unutulmayacaktır. Cenab-ı Allah'ın izniyle, Cumhur İttifakı olarak önümüzdeki süreçte de milletimizle omuz omuza Hep Birlikte çalışacağız ve 11 ilimizi yaşanabilir günlere kavuşturacağız. Bu vesile ile; büyük felakette hayatını kaybeden vatandaşlarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet yakınlarını kaybedenlere başsağlığı ve sabır diliyorum. Cumhuriyet tarihimizin en önemli seçimi olan 14 Mayıs 2023 Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekili seçimlerine yalnızca 10 gün kaldı. Milliyetçi Hareket Partisi olarak uzunca bir zamandır sahadayız. Vatandaşlarımızın sorunlarını dinliyor, dertlerini paylaşıyor talep ve önerilerine imkânlar dâhilinde karşılık vermeye çalışıyoruz. Önümüzdeki seçimlerin Türkiye için bir dönüm noktası olduğunu biliyor ve bu sorumluluk bilinciyle alışmalarımızı sürdürüyoruz. Her şeyden önce Türkiye diyen bir anlayışla önümüzdeki yüzyılı Türk ve Türkiye Yüzyılı yapmayı hedefliyoruz. Ülkemizin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile kavuştuğu istikrarı ve kazanımları korumak için çalışıyoruz. "Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" safsatası ile Türkiye'yi istikrarsızlığa ve kaosa teslim etmek isteyen Zillet İttifakı'nın gerçek yüzünü aziz milletimiz ile paylaşıyoruz. Şöyle bir geçmişe dönüp baktığımızda; Türkiye'de çok partili seçimlerin yapıldığı 1946 yılından Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçtiğimiz 2018 yılına kadar 51 hükümet kurulmuştur. Lütfen dikkat buyurunuz; 72 yılda 51 hükümet! Bu 72 yılda darbe hükümetleri, azınlık hükümetleri ve geçici hükümetler yüzünden Türkiye istikrarsız yönetimlere mahkûm edilmiş ve devletimizin karar alma mekanizması zayıflatılmıştır. 9 Temmuz 2018'de Cumhurbaşkanlığı hükümet Sistemi'nin tesis edilmesiyle birlikte Türkiye zincirlerini kırmış, yükselişe geçmiştir. Ülkemiz yeni sistemin yürütmede sağladığı imkânlarla birçok sorunun üstesinden gelmiş, içerden ve dışarıdan gelen tüm tehditlere karşı güçlü durabilmiştir. İşte Zillet İttifakı'nın muhalefeti esasında bu milli duruşa ve Cumhuriyetimizin kazanımlarınadır. Erdoğan ve Cumhur İttifakı düşmanlığından başka bir şey bilmeyen bu 7 li masa esasında büyük Türk milletinin ve Türkiye Cumhuriyeti'nin muhalifidir. Zillet İttifakı "100 yıllık Cumhuriyeti yıkacağız" diyenlerin ittifakıdır. Zillet İttifakı 13 ay boyunca içi boş toplantılarla bir araya gelmiş ve bu 13 ay sonunda adayını büyük bir krizin gölgesinde açıklamıştır. Kılıçdaroğlu'nun adaylığının açıklanmasıyla birlikte İP Genel Başkanı Akşener masayı dağıtmış bu masanın "millet iradesini temsil etmediğini", bir noter ve kumar masası olduğunu itiraf etmiştir. Buradan Meral Akşener'e soruyorum hangi güçlerin baskısına boyun eğerek millet iradesini temsil etmiyor dediğin zillet masasına geri döndün, kimlerin talimatıyla noter masasına yeniden oturdun?
Diğer taraftan zilletin ortakları koltuk kavgasına tutuşmuş, Kılıçdaroğlu ise; sanki seçimi kazanmış gibi bol keseden makam dağıtmaya başlamıştır.
Zillet İttifakı kaosun adresi olduğunu bir kez daha göstermiş, 13 ay boyunca aziz milletimizi yalnızca oyaladıkları ortaya çıkmıştır.
Allah göstermesin, sadece bir an Türkiye'yi böyle bir zihniyetin yönettiğini düşünün;
Türkiye bugün sağladığı istikrarı sağlayabilir miydi?
Türkiye FETÖ ve PKK terörüyle mücadelesinde bu derece başarılı olabilir miydi?
Yaşadığımız büyük felaketlerin üstesinden bu kadar hızlı gelebilir miydi?
Milli güvenlik politikalarında böyle kararlı bir duruş sergileyebilir miydi?
Elbette Hayır!
Terörist Demirtaş’ı sorosçu Kavala'yı serbest bırakmaktan, FETÖ'cü teröristlerin kamuya yeniden sızmalarının yolunu açmaktan başka hiçbir projesi olmayan 7'li zillet masasının Türkiye'yi yönetemeyeceği açık ve nettir.
Muhterem Dava Arkadaşlarım
Küresel emperyalizmin payandası haline gelen Zillet Masası Türk milleti ile değil terör örgütleri ile hedef birliği yapmıştır.
Kılıçdaroğlu, PKK terör örgütünün siyasi uzantısı HDP ile kapalı kapılar ardında pazarlık yapmış ve uzlaştıklarını açıklamıştır.
FETÖ'nün trollerinden aldıkları akılla 2 büyükşehir belediye başkanını Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak açıklayan Kılıçdaroğlu tüm umudunu yabancı başkentlere bağlamıştır.
Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı yardımcısı olarak açıklanan sözde milliyetçi Mansur Yavaş da geçtiğimiz günlerde HDP meşrudur diyerek terörist Demirtaş'a methiyeler dizmiş, maskesini düşürmüş, gerçek yüzünü göstermiştir.
Ayrıca Zillet İttifakı "önümüzdeki dönemin Öcalan'ı özgürleştirme dönemi" olduğunu söyleyen HDP'li ortaklarını yalanlayamamış, 15 Mayıs'ta cezaevlerinin kapılarını kıracağını söyleyen terör partisine ses çıkaramamıştır.
Zillet İttifakı adayı Kılıçdaroğlu Atatürk Havalimanı'nı CIA'nın taşeronluğunu yapan ABD'li bir şirkete peşkeş çekeceğini açıklamıştır.
Ekonomiyi ABD'li danışmanlara teslim edeceğini söyleyen, parayı Londra'da siyasi tavizler verdiği kirli para lobilerinde arayan Kılıçdaroğlu adeta Türkiye düşmanlarının piyonluğunu üstlenmiştir.
Zillet İttifakı 100 yıl önce Anadolu'dan söküp attığımız düşmanın ileri karakolu olmuştur.
Değerli Misafirler
CHP; Atatürk'ün partisi olma misyonunu kaybetmiş, eli kanlı teröristlerin sözcüsü haline gelmiştir.
Kılıçdaroğlu ne yazık ki Türk milletinin adayı olamamıştır.
Kılıçdaroğlu yabancı başkentlerin adayı olmuştur.
Kılıçdaroğlu PKK terör örgütünün sözde yöneticilerinin desteklediği aday olmuştur.
Kılıçdaroğlu küresel para çetelerinin adayı olmuştur.
Kılıçdaroğlu küresel terör baronlarının adayı olmuştur.
Kılıçdaroğ'nun peşine takılan İP'in sözde milliyetçileri Türkiye üzerine kurulan bu kirli oyunun figüranı haline gelmişlerdir.
CHP'ye samimi duygularla oy veren Atatürkçü vatandaşlarımız inanıyorum ki bu oyunun farkındadır.
İP'e samimi duygularla oy veren hemşerilerimiz inanıyorum ki bu tuzakların farkındadır.
Aziz milletimiz Allah'ın izniyle sandık önüne geldiğinde bu kirli ilişkilerin ve Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı cephe açanların dersini verecektir.
Genel Başkanımız Sayın Devlet Bahçeli'nin de ifade ettiği gibi; “İktidarı ve siyasi ikbali gecenin zifiri karanlığında, zilletin çıkmaz sokaklarında arayan Türkiye muhaliflerinin kalın maskesi 14 Mayıs'ta yırtılıp atılacaktır.”
Biz Cumhur İttifakı olarak kararlıyız, milli duruşumuzdan asla taviz vermeyiz, Her şeyden önce Türkiye demekten asla vazgeçmeyiz.
Cumhur İttifakı olarak tüm gücümüzü aziz milletimizden alıyor ve yalnızca milletimize güveniyoruz.
Büyük Türk milletinin 14 Mayıs 2023'te istiklal ve istikbaline sahip çıkacağına ve zilletin piyonlarına geçit vermeyeceğine inanıyoruz.
Kimin ne dediğine bakmıyor, MHP'yi her dönem baraj altı gösteren satılık anket şirketlerine aldırış etmiyor yalnızca aziz milletimizin vereceği kararla ilgileniyoruz.
Allah'ın izniyle Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ilk turda tartışmasız bir şekilde seçilecek, Milliyetçi Hareket Partisi milletvekili sayısını ençoklaştırarak mecliste güçlü bir şekilde yerini alacak, Cumhur İttifakı olarak Anayasayı değiştirecek mahiyette bir çoğunluğa ulaşacağız. Hepinizin bildiği üzere Sayın Genel Başkanımız 2018 yılında "Cumhuriyetin 100. yılında büyükşehirleri kapsayacak şekilde 100 il ve 1000 ilçeden oluşan bir idari sistemle ekonomide yerli ve milli diriliş sayesinde, siyasette birlik ve dayanışma ruhunun ayağa kalkışıyla Türkiye bölgesinde süper güç, küresel düzeyde de sözü dinlenen bir ülke seviyesine çıkmalıdır, inanıyorum ki mutlaka çıkacaktır’’ sözleriyle, büyüyen Türkiye’nin idari ihtiyaçlarının karşılanması adına işaret fişeğini yakmıştır. Bu doğrultu da Milliyetçi Hareket Partisi olarak önümüzdeki dönemde İnegöl'ün il olması için TBMM'de elimizden geleni yapacağımızdan emin olmanızı istiyor, toplantımıza teşrifleriniz için her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum.
